BLOG
Ülkemizin deprem gerçeği ile bir kez daha yüzleştik
İstanbul'da 26 Eylül 2019'da yerel saat ile 14:00 civarında meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki korkutucu deprem ile öncesinde yaşanan 4,6 büyüklüğündeki bu iki depremin ardından tüm ülke bu depremleri konuşur oldu. Oysaki 1999 depreminin hemen sonrasında bu kadar yıkıcı büyüklükte ve en azından resmi olmayan rakamlara göre 40.000 insanımızı yitirdiğimiz bu deprem hafızalarımıza kazınmakla birlikte belli bir süre hatırlandıktan sonra maalesef unutulmaya bırakıldı. Bu süre içinde meslek odaları ile birkaç sivil inisiyatif dışında konu güncelliğini yitirdi ancak 5.8 lik depremle yüzleşinceye kadar. Hatırlarsanız bu köşede 17 Ağustos 2019 tarihinde 1999 depremi yıldönümünde ''17 Ağustos 1999/03:02 unutmadık..her şeyde olduğu gibi bu acı tecrübede sanırım unutuluyor''başlıklı yazımın üzerinden yaklaşık bir ay sonra neyse ki can ve mal kaybına neden olmayan ancak bizi son derece endişelendiren tekrar hazırlıksız yakalandığımızı anladığımız bu doğa olayı ile karşı karşıya geldik. Yine hatırlatalım o yazımda ''Marmara depremini 20. yıldönümünde bir kez daha hatırlayalım hatırlatalım istedik. Bu büyük depremde 364.905 konut ve işyeri yıkıldı veya ağır hasara uğradı. Resmi rakamlarla 18.000 yine çeşitli kaynaklarca belirtilen resmi olmayan rakamlarla 37.000 insanımız yaşamını yitirdi, 48.000 kişi yaralandı. Depremin ekonomik maliyeti ise dünyadaki ve ülkemizdeki kaynaklara göre 15 -19 milyar dolar arası gerçekleşti. Bu büyük sorunla ilgili 2100 dava açıldı sadece bir müteahhit sembolik bir dava sonucu ceza aldı.'' diye ifade etmiştik.
İTÜ RAPORUNUN DEPREME İLİŞKİN BİLİMSEL OLARAK SAPTAMALARI
Şimdi ise Prof. Dr. Celal Şengör başkanlığında değerli bilim adamlarının İTÜ üzerinden bu depreme ilişkin önemli saptamasını sizinle paylaşmak istiyorum Marmara Fayı'nda gerçekleşen son büyük deprem 7.4 büyüklüğündeki 1999 İzmit depremidir ve bu depreme neden olan kırık İzmit Körfezi'nin içine doğru ilerlemiştir. Deniz tabanında yapılan jeoloji, jeodezi ve sismoloji çalışmaları Kumburgaz fayının çok uzun bir süredir kırılmadığı, kilitli olduğu ve Marmara Denizi'nde olması beklenen depremin üzerinde olacağı düşünülen fay segmentidir." ''Son iki günde meydana gelen 4.6 ve 5.8 büyüklüğündeki iki depremin tam kilitli Kumburgaz fay segmentinin uç noktasında olması durumun kritikliğine işaret etmektedir. Sismoloji verilerine dayanarak, söz konusu iki deprem ve bunların arasında gerçekleşen artçıların tamamının, aynı mekanik kırılma süreci kapsamında gerçekleştiği sonucuna varılmıştır. Bilimsel göstergelere dayanarak, mevcut sismik aktivitenin dikkatle takip edilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması yönünde hareket edilmelidir."
BİLİM ADAMLARI VE TMMOB UYARIYOR
"Özellikle beklenen büyük depremin insanlarımızın hayatına, güvenliğine ve ülkemizin ekonomisine mümkün olduğu kadar az zarar vermesi için bütün bunların ve uzmanların katkılarıyla oluşturulacak başka çözümlerin vakit geçirmeden ve bir seferberlik ruhuyla hayata geçirilmesi gerekiyor. Hep söylenen bir söz vardır ''Deprem öldürmez bina öldürür''
Yani siz yeşil alanları imara açarsanız İstanbul'da gerçek şekilde oluşturulmuş 493 Deprem toplanma alanının 77'ye düşürürseniz parsel bazında imar değişiklikleri yaparak sadece rant uğruna bilime fenne tekniğe aykırı işler yaparsanız ve bir doğa olayı karşısında bilinçli ve eğitimli olmazsanız bu felakete dönüşür ve kısaca yaşama mal olur. İşte bu noktada TMMOB il koordinasyon kurulu raporları ile bir kez daha tarihe not düşerek zemin etütleri, yapı denetim sisteminin eksikleri, kentsel dönüşüm projeleri, deprem toplanma alanları, deprem sonrası İstanbul trafiği ve acil ulaşım yollarının durumu, kentsel dönüşüm projelerindeki yanlışlıklar, altyapı sorunları, dere yataklarını yerleşime açan imar uygulamaları, imar afları, afet sonrası çalışmaların taşıdığı soru işaretleri ve deprem bilincinin yeterince yaratılamaması, nedeniyle İstanbul'un tahmin edilenden öte yıkıcı bir etki altına gireceğini kamuoyunun bilgisine sunuyor."