BLOG
Türkiye'de toplam kalite yönetimine bir bakış
Toplam Kalite Yönetimi uzun yıllardır üzerinde önemle durduğum ve çalışmalar yürüttüğüm ayrıca geleceğimizin nitelikli bir şekilde sürdürülebilmesi için modern yönetimde kullanılan en önemli araçlardan biridir.
Günümüzde Toplam Kalite kavramı bir yönetim anlayışı olduğu kadar köklü bir değişimin de öncüsüdür. Uzun yıllar önce sanayide başlayan kalite hareketi, devlet yönetiminde ,yargıda, ve siyaset alanında yaygınlaştıkça, ülke genelinde yaşam kalitesi de artacaktır. Birçoğumuzun sandığının aksine sanayide kullanılan etkili bir yönetim aracı olmasının yanında bir çok alanda da yönetsel faaliyetlerde kullanılması sonucu insan kalitesinin geliştirilmesinde ve toplumun gelişmesinde kullanılan önemli bir ögedir.
Örneğin siyasal mekanizmanın kalitesi, ve buna bağlı olarak yönetim anlayışı yaşam kalitesi ile direkt doğru orantılıdır. Zira siyasal nitelik yoksunluğu ve modern yönetim araçlarının kullanılmaması sonucu yaşanan erozyon çağdaş demokrasinin önündeki en büyük engeldir. Bu da toplumun olumsuzluklarla karşı karşıya kalması demektir.
Bunları bugün niçin yazdığıma gelince çevremize baktığımızda her gün bu olumsuzluklarla karşı karşıya geliyor ve sürekli neden olmuyor diye soruyoruz . Örneğin son yaşanan ve içimizi yakan acı Elazığ depremi sonrasında tüm kanallar, medya, yetkililer bu konuya odaklanıp ilgili ilgisiz birçok tartışmaya odaklandı. Herkes bu konuyu gündemde tuttu yine anlamsız demeçler verildi ve sonuçta birkaç gün sonra unutularak ta ki yeni bir depreme kadar gündemden düşecektir. Oysaki toplam kalitenin en önemli araçlarından biri ölçme ve değerlendirme olduğu kadar uygunsuzluklara karşı alınan önlemler iyileştirme ve geliştirmedir.
Yani önleyici faaliyetlerdir. Ülkemizde genelde bu tür çağdaş kavramlar bir moda olarak başlar ve saman alevi gibi söndürülüp yeni arayışlara yelken açarız. İşte Toplam kalite kavramı da maalesef bu şekilde değerlendirdiğimiz birçok alanda kullanmadığımız birçok alanda ise kullanıp sürdürülebilirliğini sağlayamadığımız önemli yönetim araçlarından biridir. Bu vesileyle bu önemli yönetim aracını hatırlatmak ve toplumumuza ışık tutma adına sizlerle bu kavramla ilgili bilgilerimi paylaşmak istedim. Aşağıda bir şirket için verdiğim örnekleri herhangi bir kamusal veya bir sivil toplum örgütü için de düşünebilirsiniz
Toplam kalite yönetimi kavramı temelde Deming, Juran ve Crosby'in görüşlerine dayalıdır. Bu üç kalite önderinin ortak noktaları bir organizasyonda çalışanların, problem çözme, müşterilerin girdileri ile karar alma süreçlerine katılmalarını öngören anlayışlarıdır.
Bu kuramcılardan Deming öncelikle çalışanların yönetime katılımını ve karar süreçlerine katkılarını öne çıkarır. Juran temelde müşteri ihtiyaçlarının belirlenmesini ve yönetim erkinin geliştirilmesini öncelikle vurgular.
Crosby ise, yönetici ve çalışanların ortak hareket etmesini ve müşteri odaklılığı ile sıfır hatayı önerir. Crosby'e göre işi ilk defada doğru yapmak daha ucuzdur. Toplam kalite yönetiminde çalışanların katılımı temel ilkedir. Çalışanların işlerinin kalitesi için sorumluluk almalarını gerektirir.
DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM İÇERİR
Toplam kalite yönetimi organizasyonda bir değişim gerektirir. Kültür değişimi çalışanların ve yöneticilerin işlerin nasıl yapılacağına ilişkin düşüncelerini değiştirmeleri gerekir. Çünkü sürekli gelişme sürekli değişime dayanır. Değişim için planlama ve liderler en önemli kriterlerdir. Organizasyonda bir kalite kültürünün yaratılması için mutlak gerekli ögelerdir ve son derece gereklidirler. Ancak değişim hiçbir zaman emir ve talimatla gerçekleştirilemez. Tamamen istemli ve bütüncül bir yaklaşımla çalışanların tümü tarafından gerçekleştirilir. Çalışanların tümü liderler tarafından cesaretlendirilir, güçlendirilir ve bağlılıkları arttırılır. Toplam Kalite Yönetimi sürekli gelişme sürecine dayalı bir kalite anlayışına dayalıdır.Toplam Kalite Yönetimi sistemi, işletme çalışanlarının davranış ve tavırlarını etkileyebilme amacıyla insan kaynakları yönetimini de kapsamalıdır. İnsan kaynakları yönetiminde amaç; çalışanların işlerini en verimli şekilde en tatminkar şekilde yapabileceği koşulları belirleyip bunları şirket başarısına kanalize etmektir. Yönetimde insan faktörüne verilen değer arttıkça, o işletmede işgücü verimi, işin kalitesi ve şirket için yapılan özveriler de artar.
Sadece ürün ve yöntem niteliğine etki edebilecek unsurlarla ilgili prosedürler, normlar toplam kalite yönetiminin gerçekleşmesini sağlamaz. Çünkü gelişmeler kalıcı olmaz. Bu gelişmelere paralel olarak işletme içinde "birey kalitesinin"de geliştirilmesi gerekir.
Yönetim işletmenin gelecekte gerek ulusal ve gerekse uluslararası rekabette başarı kazanabilmeleri için bu sistemleri uygulamalı ve geliştirmelidir.