BLOG
Pandemi sürecinde normal yerine anormal yaşanıyor
Aralık/ 2019 tarihinde Çin'de başlayarak tüm dünyayı etkisi altına alan Coronavirüs salgını yaklaşık 6 ay süre içinde hızla yayılarak tüm dünyada etkisini sürdürmeye devam ediyor. Bu süre içinde yoğun bir gündem doğrultusunda hepimiz yepyeni kavramlarla sağlık literatüründe kullanılan terminoloji ile tanışır ve bunları kullanır olduk.Diğer taraftan ise hiç de alışkın olmadığımız birçok kural hayatımızın içine girdi ve birçok alanda bunları en ince ayrıntısına kadar kullanmaya çalıştık. Özellikle sosyal mesafe, maske, izolasyon ve hijyen kuralları artık yeni normal ya da kontrollü sosyal hayat dediğimiz kavramın en önemli öğeleri olarak bundan sonrada yaşamımızın birer parçası olmaya devam edecek. Ancak yeni normale geçiş aslında birden bire tüm kuralların ve uygulamaların açılmasıyla birlikte sanki virüs yayılımı bitmiş pandemi süreci son bulmuş gibi anormale dönüşmüş oldu. Sorumsuz vatandaşların ekranlardan izlediğimiz görüntüleri, İran ve Çin'de yeniden ikinci dalga ihtimalinin ortaya çıkması, halen bitmeyen sürecin bizleri ne denli tehdit altında bulundurduğunun en önemli göstergeleri olarak karşımızda duruyor.
Hele kırk ülke ile yapılan mutabakatla yurtdışı uçuşların açılması on dört günlük karantina sürecinin kaldırılması, maskesiz dolaşma ve sosyal mesafeye uyulmaması nedeni ile bir enfekte olmuş kişinin on dört gün boyunca sorumsuz davranması nedeni ile yüz elli kişiye bulaştırdığını düşünürsek kimse kendinin güvende olduğunu hissedemez. Tüm uyarılara rağmen rehavet sürüyor. Lütfen sürecin uzamaması daha çok zarar görmememiz ve insanların sağlığını tehdit etmemek için SOSYAL MESAFE , MASKE VE HİJYEN kurallarına uyunuz bunların üçü de birlikte kullanıldığında işe yarıyor.
KIDEM TAZMİNATI ÇALIŞANLARIN EN CİDDİ GÜVENCESİDİR
Kıdem tazminatı üzerindeki tartışmalar 1999 yılından beri devam etmekte ve zaman zaman bugün olduğu gibi gündeme taşınmaktadır. Şimdi sormak lazım bunca sorun ortada dururken bunu gündeme taşımak var olan işsizliği mi azaltacak yada ekonomik göstergelerde bir düzeltme faktörü rolümü oynayacak ya da Coronavirüs etkisi ile de yaşanan krize çözüm mü olacak ya da bu şimdilik bunlar kadar önemli öncelikli bir sorunmudur? Buna yanıt tek kelimeyle hayır. Peki çalışanlar için neredeyse 84 yıllık geçmişi ile en önemli güvencelerden biri olan kıdem tazminatı değişiklik talepleri durup durup neden ortaya getirilir anlamak mümkün değildir. Aslında anlaşılmaz bir tarafı da yok değildir.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, "Yeni Ekonomik Program" da kıdem tazminatının Bireysel Emeklilik Sistemi ile ortak bir fonda entegre edileceğini, bireysel emeklilik sistemini yeniden yapılandırırken, kıdem tazminatı fonu oluşturarak bunları tek bir fonda toplayacaklarını açıkladılar. Bir de güzel bir tanım koydular ''Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi''.Geçmişte çeşitli uygulamaların birçok fonda toplanan paraların işlevi dışında kullanılmasına tanıklık ettiğimiz üzere kıdem tazminatının fona devri ile tıpkı işsizlik sigorta fonunda olduğu gibi, fonun amaç dışı kullanılmasını da beraberinde getirecektir. Ayrıca kıdem hakkının bu şekli ile ortadan kaldırılması neticesinde işçilerin iş güvencesi elinden alınacak ve işten çıkarmalar kolaylaşacaktır. Bu konu önümüzdeki süreçte çok daha geniş bir şekilde tartışmaya açılacaktır. Sütunlarımız elverdiği sürece bu konu ile düşüncelerimizi paylaşmaya devam edeceğiz.
DEPREM GERÇEĞİ DEVAM EDİYOR
Bingöl'de dün yaşanan şimdilik ucuz atlattığımız 5.7'lik depremin ardından yaşamını yitiren bir vatandaşımıza başsağlığı dilerken tüm televizyonlarda bu olayın bütün gündemlerin önüne geçmesi beni tekrar ne kadar çabuk unutuyoruz ve önlemler almakta gecikiyoruz diye düşündürmekten alıkoyamadı.1999 depremini ve sonuçlarını nasıl unuttuysak altı ay önce 6.8'lik Elazığ/Sivrice'de yaşanan depremi de yakın bir süreçte olmasına karşın unutuverdik. Maalesef doğa kendine karşı yapılan acımasız müdahaleleri ve bilime, tekniğe aykırı yapılaşmaları unutmuyor ve acı olaylarla kendisini hatırlatıyor. Maalesef her zaman olduğu gibi birkaç gün tüm medyada bu konu tartışılacak karşılıklı alınan önlemler ve yapılmayanlar ortaya konacak ta ki bir sonraki olası bir depremle karşılaşana kadar her şey rafa kalkacak.