BLOG

Gürhan AKDOĞAN

gurhanakdogan@gmail.com

Pahalılık ve enflasyon dayanılmaz hale geldi canımız yanıyor

Yukarıdaki başlık milyonların feryadıdır. Tek kelime ile artık dayanamıyoruz. Uzun bir süredir fiyat artışları kontrolden çıktı. Freni boşalmış bir kamyon gibi   gidiyoruz. Nereye dönseniz dudak uçuklatan örneklerle karşılaşıyorsunuz. İktidarın Karadeniz’de doğal gaz bulunduğu müjdesini verdiği Ağustos 2020 tarihinden bugüne “Konutlarda kullanılan doğal gaz tarifesine 1 Nisan’da yapılan yüzde 35 oranında artış la birlikte toplamda yüzde 104 oranında zam gerçekleşerek neredeyse faturalar ikiye katlanmıştır. Sanayici kur dengesizlikleri ve faizlerden sıkıntılı, iş yapamaz durumda, sermayesi erimiş vaziyette, esnaf dertli, taksiciler, servisçiler sıkıntılı, fırıncılar feryat ediyor,emekliler açlık sınırının altındaki maaşları ile tükenmiş durumda, asgari ücretliler ise artışlarına bile sevinemeden ücretleri erimiş durumda. Diğer taraftan pazarda sivri biber 40 TL, domates 29TL, fasulye 82,5 TL, Dolmalık biber 50TL pazarda  artık çeyrek porsiyon lahana satılıyor 10 TL, bir lokanta da ise bir kâse çorba 25-30 TL, insanlar yarım sandviç, içsiz baklava, kıymasız lahmacun, kaşarsız sucuksuz tost, az çorba talep eder hale gelmiş sanki savaş zamanı gibi eskiden böyle şeyler yaşanmazdı.

Uzun yıllardır ekonomistler; ekonomideki yanlış yönetim ve stratejiler konusunda iktidarı çok net şekilde uyarıyorlardı. Fakat ekonomi modelimiz boş vaatler, yap bozlarla, deneme tahtasına döndürülüp, Yiğit Bulut gibilere teslim edildiği gibi Merkez bankasının bağımsızlığına gölge düşürülen uygulamalarla da ekonomide ciddi bir güven bunalımı yaratılmış oldu. Yargı bağımsızlığı ile hukuk devleti uygulamalarından da uzaklaştıkça yukarıdaki nedenlerden kırılganlaşan ekonomi, pandemi ve savaş sürecinden de derinden etkilenerek bugüne gelindiğinde çok büyük sorunlarla karşı karşıya kalmıştır.

Ancak ekonomik sorunları yaratan iktidar maalesef bunları görmezden gelerek, hayat pahalılığını sadece pandemiye, küresel ekonomideki problemlere ve savaş süreci sıkıntılarına bağlayarak sorumluluktan kurtulmaya çalışıyor. Ekonomi üzerinde tabiki küresel sorunların etkisi vardır. Ancak Türkiye'de servetlerine servet katanlar ile rasyonellikle ilgisi olmayan ihaleler, Devlet yönetimindeki aşırı israf, tüm ekonomik teorilere aykırı  Faiz sebep enflasyon sonuç yaklaşımındaki hala ısrarlı  ve hatalı tutumun bugün yaşadığımız sorunlara hiç mi etkisi yoktur.

"TÜKETİCİLER BELİNİ DOĞRULTAMAZ HALDE"

Daha birkaç gün önce doğalgaz fiyatlarında %50 ye kadar gelen zamlar ile, elektrik tarifelerin de uygulamaya  alınan %20,01 ile %26,37 arasında Fiat artışları,   geçtiğimiz hafta yine  kırmızı et fiyatlarına yüzde 48 zam yapılması ve 1 kilogram kıymanın fiyatının 56 TL’den 83 TL’ye, kur artışına bağlı olarak ta ilaçlara şubat ayında yapılan 37,43’lük zammın üstüne  haziran ayında yüzde 15-25 oranında zam geleceği bilgisi Türkiye’de dur durak bilmeden devam eden hayat pahalılığının,  bu durumdan yakın zamanda kurtulamayacağımızı bir kez daha tescil etmiştir. Geçen hafta içinde Tüketici Örgütleri Konfederasyonu (TÖK), son zamlarla tüketicilerin artık belini doğrultamaz duruma geldiğini belirterek "Artık sabrımızı zorlamayın. 2022 yılında zamların zulmüne zaman geçirmeden son verilmelidir" açıklaması yaptı.

"2021 yılında olduğu gibi 2022 yılında da yapılan haksız ve fahiş fiyat artışlarının paramızı pula çevirdiğini ve tüketicinin alım gücü yok ettiğini. Tüm bu yaşananlar karşısında ülkeyi yönetenlerin enflasyonla mücadele ediyoruz iddiasının, sürekli yapılan zamlarla çürüdüğünü, istikrarlı bir şekilde yapılan zamlarla tüketicinin aklıyla dalga geçildiğini ifade eden Engin, Tüketicilerin zamların/fiyat artışlarının yarattığı ağır yükün altında her geçen gün daha da ezildiğini, tüketicilerin bu zamlarla artık belini doğrultamaz duruma geldiği değerlendirmesini yapmıştır.