BLOG
Özgürlükler kısıtlanamaz
Geçen haftadan beri sosyal medya mecralarının kısıtlanması, kapatılması tartışmaları halen gündemdeki yerini koruyor. Öncelikle Sayın Erdoğan'ın kızı ve yeni doğan torunu üzerinden yapılan, daha öncesinde de Sn.Kaftancıoğlu'na, Demirtaş'ın Sn. eşine, Sn Akşener'e ve daha birçok kişiye yapılan sözlü, yazılı hakaretler ve saldırılar hiçbir şekilde kabul edilemez olup yapılanları şiddetle de kınıyorum. Ancak buradan hareketle bilginin, teknolojinin, iletişimin bu yüzyılımızda geldiği noktadan geriye getirilerek anlık kızgınlıklar ve haklı öfke ile de olsa bu mecraların kapatılması ve kısıtlanması söz konusu olamaz. Ünlü filozof ve bilim insanı Sigmund Freud'un önemli bir sözünü hatırladım. Freud''İnsanların çoğu özgürlüğü gerçekten istemezler, çünkü özgürlük sorumluluk gerektirir, insanların çoğu da bundan korkar''.diye ifade eder. Zira özgürlükler beraberinde ciddi bir sorumluluğu da getirir.
Düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü sınırsız olmalıdır. Bu bir insan hakkıdır. Ancak ifade özgürlüğü bir başkasının onuruna, şahsiyetine, kişiliğine yönelik olduğunda sınırlanmalı ve sorumluluk taşımalıdır. Kimsenin kimseye hakaret etme hakkı ve özgürlüğü olamaz ya da düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü adına terörü veya şiddeti veya insanlık dışı yaklaşımları savunup bunları teşvik edemezsiniz bu dünyanın her yerinde suçtur. Dolayısıyla internet ortamında veya sosyal medya mecralarında suç unsurlarının denetime tabi tutulması ile ülkemizde yetkili ofis açmaları, vergiye tabi olmalarını haklı olarak istemekle bu iletişim ortamlarının bu nedenle kısıtlanmasını istemek ise başka başka şeylerdir. Özellikle ülkemizde yazılı ve görsel basın üzerindeki baskı ve yandaşlık dikkate alındığında toplumun kendini ifade edeceği en önemli alan olarak görülen internet ve sosyal medya mecralarının kısıtlanması düşünülemez. Bu tür kısıtlamalar insanları alternatif çözümler ararken kontrolsüz, tehlikeli ve olumsuz mecralara doğru yöneltebilir. Bu da hiçbir zaman istenmeyen bir durum olarak karşımıza çıkar. Çözüm özgürlük alanlarını kısıtlamak yerine anayasa ve yasalarca suç tanımı yapılmış fiillere karşı denetim mekanizmalarını kurmaktır.
İNTERNET KULLANIM İSTATİSTİKLERİ BAŞ DÖNDÜRÜYOR
İnternet dünyanın en büyük ve en hızlı bilgi toplama ve paylaşma ortamıdır. Bu konu ile ilgili kısa bir araştırma yaptığımda internetin olumlu ve olumsuz yanlarıyla yaşamımızda ne kadar çok yer aldığını hayretle gözlemlemiş bulunuyorum. We Are Social ve Hootsuite'in birlikte hazırladıkları ve Dijilopedi'nin uyarladığı 2020 Dünya İnternet, Sosyal Medya ve Mobil Kullanım İstatistikleri tablolarına bakıldığında Türkiye nüfusunun yüzde yetmiş dördünün yani yaklaşık 62 milyon insanın internet kullandığını,54 milyon insanın sosyal medya kullanıcısı olduğunu Türkiye nüfusunun yüzde doksan ikisinin de mobil kullanıcı olduğunu tespit ettim. Dünyada ise 4.5 milyar internet ve sosyal medya kullanıcısı mevcut neredeyse her iki kişiden biri internet ve sosyal medya kullanıyor. Ayrıca ülkemizde internet kullanıcılarının 7.5 saatini internette 3 saatini de sosyal medya ve televizyon başında geçirdiklerini görünce bunun da ayrıca ileride ciddi bir sosyal sorun olarak önümüzde durduğunu gördüm.
MÜSİAD'DAN ANLAMLI(!) ZİYARET
İki gün önce yine bir facia yaşandı. Sakarya'da meydana gelen patlamada 7 işçi hayatını kaybederken 118 işçi ise yaralandı. Hayatını kaybeden işçilerin yakınlarına başsağlığı, yaralanan işçilere acil şifalar dileriz. Kimya Mühendisleri Odası'nın değerlendirmelerinden öğrendiğimiz kadarıyla, aynı fabrikada 11 yıl içinde altıncı büyük patlamanın meydana geldiği ,tedbirlerin yetersiz olduğu ve daha önce yaşanan patlamalardan ders alınmadığı bunun yanı sıra denetim ve yaptırımların da yeterli olmadığı İşletmenin faaliyet konusu nedeniyle "Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkındaki Yönetmelik" kapsamında olması gerektiği ifade edilmiştir.
Bu arada Sakarya'da 7 işçinin yaşamını yitirdiği 118 kişinin yaralandığı havai fişek fabrikası sahibi için MÜSİAD ın daha kurtarma çalışmaları devam ederken yemek masasında bir araya gelerek işverene destek ziyaretinde bulunduklarını sosyal medyadan kendi paylaşımlarından öğrendik. Dahası uzmanlık alanında meslek odalarının açıklamaları beklenirken, bilirkişilerin ve üniversitelerden oluşturulmuş heyet ve savcıların incelemeleri devam ederken MÜSİAD Genel Başkanı çalışanları, yaralanan ve vefat edenlerin ailelerini ziyaret yerine veya teknik bilgi almak üzere inceleme yapmak yerine üyesi işveren için firmanın uluslararası standartlara uygunluğunu, ülkenin en büyük üretim tesisi olduğunu beyan ederek bir yemekte işverene destek verdi. Bu yemeğin ve destek ziyaretinin (!) yaşanan faciaya, incelemeye veya bundan sonra yaşanmaması için yapılacak iyileştirme çabaları sürecine ne kadar önemli bir anlam kattığını göstermektedir