BLOG
Milli eğitimde belirsizlikler ve sorunlar
Pandemi nedeni ile Ülkemizde ve Dünyada organizasyon sorunlarının her alanda yüksek seviyede olması bilinen bir gerçek. Ancak Eğitim alanında ülkemizde yaşanan sorunlar ise gözlem ve değerlendirmelerime göre gerçekten vahim. MEB istatistiklerine göre 2018-2019 eğitim öğretim yılında Türkiye'de örgün eğitim alan okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde toplam 18 milyon 108 bin öğrenci 1 milyon 77 bin öğretmen ve yaklaşık 67 bin okul bulunuyor. Bu gerçekten nüfus içinde büyük bir kitle. Hele yüz yüze eğitim tartışmalarının yaşandığı bir ortamda 16 marttan beri evde bulunan bu büyük nüfusun hareket ettiğini düşündüğümüzde hele birde kontrol etmede zorlanılacak bir kitlenin bugünkü vaka sayılarını nerelere taşıyacağını düşünmek bile istemiyorum. Son günlerde görüştüğüm birçok öğretmen, veli ve öğrenciden dinlediklerime baktığımda örneğin öğretmenlerin dikkatine rağmen özellikle küçük yaş talebelerin, oyun çocuklarının kuralları uygulamada çok zorlandıklarını kurallara odaklanamadıklarını duyumsuyorum.
Diğer taraftan Online eğitim ise maalesef çok sıkıntılı. Birçok Öğretmenin eğitim vermede zorlandıklarını, saatlerce veliler ve idare arasında Whatsapp yazışmalarının artık destansal boyuta ulaştığını sorunların ne denli büyük olduğunu en önemli göstergesidir. Dört kişilik bir çekirdek aileyi düşündüğünüzde anne, baba öğretmen iki yavruda öğrenci düşününki 2 oda bir salon ev ve bir adet evde bilgisayar mevcut bir de çocukların eğitim alacakları programların aynı saatlerde çakıştığını düşünürsek ayrıca internet alt yapısının olmadığı veya zayıf olduğu bir bölgede iseler bu eğitimi bu aile nasıl alabilir veya nasıl verebilir. Bu parametreleri abartmıyorum bunlardan en az birkaç tanesi herhangi bir aile için geçerli hususlar. Diğer taraftan orta gelir seviyesinde bir aile bunları çözümü için olası İnternet ve bilgisayar maliyetlerini karşılayabilirler mi? bazı bölgelere internet bağlamak için bir buçuk ay süre verildiği gerçeği ortada iken mevcut alt yapı ve ekonomik ölçekteki problemler çözülmeden online eğitiminde etkinliği maalesef tartışmalıdır. Tabiki buna EBA sisteminin zaman zaman çökmesini yerli olmayan,veri sistemi açıkları olması muhtemel programların kullanılması durumunda çocukların güvenliği ile kişisel verilerin güvenliği konularını da eklerseniz sorunun boyutları hakkında bir fikir sahibi oluruz. Eğitim de sorunlar demişken bir an aklıma geliverdi bir zamanlar eğitimde devrim niteliğinde diye sunulan fırsat eşitliği sağlayacağız diye yola çıkılan ve milyarlarca TL harcanan Fatih projesi adı altında dağıtılan tabletler vardı akıbeti ne oldu, Proje ne oldu biliyor muyuz?
DEVLET BAHÇELİ'DEN HER ZAMANKİ BİLİNEN YAKLAŞIM
Neymiş efendim ''TTB kapatılsın'' TTB doktorları temsil etmiyor ''illet zillet ihanet vs. neden? şimdi bu da nereden çıktı? Nasıl bir söz? Sor da dur kendi kendine. Hani derler ya aklımızla oynanıyor kabilinden. TTB ''Yönetemiyorsunuz, ölüyoruz tükeniyoruz '' şeklinde bir kampanya ile sağlık çalışanlarını ve Covid-19 nedeniyle ölen insanlarımızı sahiplenen mücadelede farkındalık yaratmak, meslektaşlarının yaşadıkları tükenmişlik duygusunu giderebilmeleri için bir dayanışma sergilemek üzere bir kampanya başlatmış hemen ardından Sn. Bahçeli TTB kapatılsın demişti. Siyasi partiler nasıl demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıysa Sivil toplum Örgütleri, meslek odaları sendikalar, dernekler, demokratik kitle örgütleri de demokrasinin olmazsa olmaz kurumlarıdır. Maalesef uzun süredir bu kurumları yok etmeye, her muhalif duruşta kapatmaya veya bir neden bulup Barolarda olduğu gibi çoklu baro gibi yöntemlerle gücünü bölmeye sessizleştirmeye yönelik tavırlara Sn. Bahçeli bir yenisini ekledi. Bu tavır konuşmayan, yazmayan, karşı çıkmayan, düşünce ve ifade özgürlüğü olmayan bir örgütsüz toplum talebidir. Burada demokrasiden söz edilemez. Siyasi partiler kapatılamaz bu demokrasi ayıbı olur derken STK lar, meslek odaları ayağımıza pranga oluyor onları kapatalım demek yaman bir çelişkidir. Sn. Bahçeli'nin bilgisine sunmak istiyorum. TTB BARO TMMOB gibi kuruluşlar Anayasanın 135.maddesinde tanımlı Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları olup kamu tüzel kişilikleridir.