BLOG

Gürhan AKDOĞAN

gurhanakdogan@gmail.com

Milli Eğitim Bakanı değişti, şimdi de milli eğitimde uçacağız(!)

Eğitim, geleceği oluşturmanın en önemli ögesidir. Toplumun her kesimini, yaşamın tüm alanını, çok yakından ilgilendiriyor. Eğitim, bilimsel, çağdaş, parasız ve fırsat eşitliği içinde, tüm paydaşların rahatlıkla ulaşılabildiği, demokratik, laik, kalite gibi özellikleri üzerinde taşımalıdır. Ülkemizde Cumhuriyetin kazanımlarını yok etmenin, laik eğitim sistemini çökertmenin ve toplumu kuruluş değerlerimizden uzaklaştırmanın eğitim-den geçtiğini bilen zihniyetin, eğitim sistemi üzerinde yarattığı deformasyon ortadadır.Bu deformasyon Tevhid-i Tedrisat'ı yok etme anlayışı ile başlatılmıştır. AKP iktidarının parlamenter sistemi ortadan kaldırarak uygulamaya soktuğu belirsizliklerle dolu Başkanlık sisteminin, yani tek kişiye bağlı yönetiminin en canlı örneklerinden biri geçen haftalar içinde tekrar yaşandı. Bir gecede görevinden alınan Merkez Bankası başkanı, Bakanlar, gibi bu kez de nedeni bilinmeyen bir şekilde Milli Eğitim Bakanı görevden alındı. Yerine yenisi atandı. Hatta Bakan yemin etmeden bürokratları değiştirmeye bile başladı. Türkiye Cumhuriyeti'nde bugüne kadar 62 bakan değişti ki en sonuncusu olan Mahmut Özer, 5 Ağustos 2021'de Ziya Selçuk'un yerine getirildi. 98 yılda, ortalama her 1,5 yılda bir eğitim bakanı değişti. Milli Eğitim Bakanlığı görevinde en uzun süre, 8 yıl efsane bakan Hasan Ali Yücel kaldı. Yaklaşık 20 yıldır iktidarda olan AKP döneminde ise 8 bakan değişti. Üstelik bunların tümü, 18 kez "sistem "değiştirdi. Bu süreçte hiçbir öğrenci başladığı eğitim sistemiyle okulunu bitiremedi. 2021 yılında YSK'de sınava girenlerin 27.504'ü matematikte ve 312 bini de Fen'de sıfır aldığı da hafızalarımızda tazeliğini koruyor. Bu olumsuz süreç içinde en büyük darbeyi de "laik eğitim" aldı. Bir gecede 5 bin eğitim kurumunun imam hatibe dönüştürüldüğü bu ülkenin her köşesinde tarikat ve cemaatlerin medreseleri açıldı,

TALİM TERBİYE KURULU'NA HARF DEVRİMİNE KARŞI BİR ÜYE ATANDI

Yukarıda da ifade etmiştim bakan gelir gelmez kadroları değiştirmeye başladı bunlardan biri de görevleri arasında ''eğitim sistemini ha-zırlamak ders kitaplarını hazırlamak''olan Talim Terbiye Kurulu oldu. Yazılı basında yer aldığı şekli ile "Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu'nun 5 üyesi görevden alındı, yerine 6 üye atandı. Kurula üye olarak atanan Prof. Dr. Mustafa Gündüz Harf Devrimi'ne ilişkin açıklamaları ile gündeme gelmişti. Prof. Dr. Mustafa Gündüz. "Yeni kurulan devletin ideolojik temellerini oturtmak pahasına geçmiş bütün birikiminin inkâr edildiğini" savunmakta bu dönemde gerçekleştirilenleri "Batıya yapılan şirinlikler" olarak nitelendirirken, Harf Devrimi'ni hedef alarak "Yeni neslin ancak iktidar yanlılarının yazdıklarını okuyacak olması, gelecek adına büyük bir avantaj ve güven vermişti. Alfabe değişikliği geçmişi unutturmak amacı yanında, yeni neslin neyi, nasıl okuyacağını planlamıştı. Bir de 1930 sonrasında, tarih öncesi mitolojiye sığınılarak kurgulanan dil ve tarih kültürüyle düşünceyi kötürüm haline getiren gelişmeler oldu" ifadelerini kullandığı basın ve medyada yer aldı. İktidarın Cumhuriyet devrimleri ve kazanımları ile ilgili anlayışını gösteren bir başka örneği sizlerle paylaşmak istedim. Çocuklarımızın okuyacağı ders kitaplarını emanet edeceğimiz bir kişi harf devrimine ve Cumhuriyetin kazanımlarına karşı bir şekilde orada görev yapacak geldiğimiz durum budur.

PERİNÇEK NEREYE KOŞUYOR?

Geçmiş günlerde Taliban'la Atatürk'ü bir tutan Perinçek bu kez de 30 Ağustos'la Afganistan'ı bir tuttu. Geçen seferde ''Taliban, aynı Mustafa Kemal Paşa'nın Türkiye'de yaptığı gibi Afganistan'ın kurtuluş savaşını başardı. Afganistan'dan Mustafa Kemal çıkmadı da Taliban çıktı"demişti. Bölücü-ayrılıkçı, bağnaz- gerici akımlara karşı kaynağımızın KEMALİZM olduğu herkesçe bilinmelidir. KEMALİZM, ulusal bağımsızlık, ulusal onur ve devrimciliktir. Atatürk, insanların, şeyhlerin, din adamlarının, toprak ağalarının, aşiret reislerinin, sermayedarların ve kadınların da erkeklerin kul olmasını şiddetle reddeder. Taliban bir gerici dinci terör örgütü olup ipleri ABD'nin elinde, bir şeriat devleti kurmayı amaçlıyor. Bazı kavramları aynı yerde aynı cümle içinde kullanamazsınız hele hele Atatürk'le Taliban'ı hiç mi hiç özdeşleştiremezsiniz. Bunu yapmanız halinde dünyanın tanıdığı O büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk'ü hiç bilmiyorsunuz ya da başka bir şeye hizmet ediyorsunuz demektir.