BLOG

Gürhan AKDOĞAN

gurhanakdogan@gmail.com

Koronavirüs ve ilaç sektörü

Salgın başladığı andan itibaren Corona virüse çare olacak ilacı ve aşıyı bulmak için dünyanın en büyük ilaç şirketleri büyük bir yarış içine girdiler. Aşıyı ilk bularak, üretimini gerçekleştirerek dağıtımını hızla yapan şirketler büyük paralar kazanacak. Dünyadaki kapitalist sistemin enerji ve silah sektörü gibi en stratejik sektörlerinden biri olan ilaç sektörünün çok uluslu şirketleri maalesef bu salgını önemli bir fırsata dönüştürüp karlarını arttırma gayreti içindeler. Onların sağlık çalışanları gibi bu virüsle mücadelede hayatlarını hiçe sayarak hastaları kurtarmak gibi bir idealleri olduğunu düşünmüyorum. Zira tüm Dünyayı etkisi altına alan bu virüs salgını havayolundan turizme, yiyecek içecek sektöründen, eğlence sektörüne sanayiden, en küçük atölyeye kadar herkesi derinden etkilerken, uluslararası ilaç sektörü en karlı ve arz talep dengesinin bozulduğu satışlarının ve karlılıklarının arttığı bir sektör konumunda. Düşünün ki günlük hayatımızda bile corona virüsten korunmak ve eskiden olmadığı şekilde bağışıklık sistemini güçlendirmek için eczanelere akın ediyoruz. Eczanelerde vitaminler yok satıyor talep dengesizliğinden fiatlar artıyor ve ilaç şirketleri de üretim kapasitelerini üst seviyeye çıkarıyor.

KPMG Türkiye'nin 'Sektörel Bakış 2020 - İlaç Raporu'na göre, ekonominin en kritik sektörlerinden biri olan küresel ilaç sektörünün sürekli artan taleple büyümeye devam ettiğini, Geçen yıl 2018'e göre yüzde 4 büyüyerek 1,4 trilyon dolarlık büyüklüğe ulaştığını aktarıyor. Bu sektörün ağırlıklı en büyük üretici ve dağıtıcılarının bulunduğu beş ülke sırasıyla ABD, Çin, Japonya, Almanya ve Fransa'dır. Maalesef küresel ve tekelleşmiş bu sektörde insan sağlığından çok satışları arttırmak aşırı kar elde etmek acımasız rekabette iyi bir oyuncu olmak üzere büyük oyunlar dönmektedir. Zaman zaman çeşitli yan etkiler ve ölümlerle ilgili birçok büyük ilaç firmasının mahkemelere düştüğü para cezaları ödemeye mahkûm edildiği bilinen gerçeklerdir. FDA(Amerika Gıda ve İlaç Dairesi)(Food and Drung Administration) dünyada ilaç standartlarını belirleyen bir kurumdur. Birçok ülke de FDA onaylı olmayan ilaçları güvenilir bulunmamaktadır. Bu yönden baktığınızda çok uluslu ilaç şirketlerinden ne kadar bağımsız olduğu bir yana ABD'nin bu yolla dünya ilaç piyasası üzerindeki etkisi büyük. Yani her yerde her alanda olduğu gibi bu alanda da emperyalist ABD istediği gibi top koşturuyor.

BİLİM İNSANLARI SORGULAMALI VE BİR ÇOK PERSPEKTİFTEN OKUMA YAPMALI

Değerli okurlar bunları niçin paylaşma ihtiyacı duyduğuma gelince geçen hafta içinde iki bilim insanının ''Aşı yaptırmayanlar birer vatan hainidir. Onlara kız bile vermeyeceğiz. Resmi daireye bile giremeyecekler" ''Aşı olmayacakların tapu işleri yapılmasın, herhangi bir derneğe üye olmasınlar, pasaportları askıya alınsın, aşı olduğunu kanıtlamayan nikâh yaptırmasın'' sözleri gerçekten çok düşündürücüdür. Yani toplumu bu şekilde bu tarz ve bu yaklaşımla mı ikna edeceğiz yoksa yukarıda değindiğim olumsuzluklarla beraber aşı üzerinde oluşan haklı endişe ve şüpheci yaklaşımları temel verileri, belgeleri, bilimsel temelli yaklaşımları ortaya koyarak mı gidereceğiz. Bu üslup ve yaklaşım Bilim insanlarına en hafif tabiriyle hiç yakışmadı. Esas onlar bilim insanı kimliği ile sorgulayıcı olmalılar elinizde ne var ki bu denli hiçbir ayırım yapmadan gözü kapalı olarak hemde en üst seviyeden bir üslupla yapılan tüm üretimleri onaylıyor, koşulsuz sorgulayanları suçluyorsunuz. Komplo teorilerini ve direkt aşı karşıtı olanları bir tarafa bırakırsak bu süreci sorgulayan, aşının bu kadar kısa sürede üretimini ve ciddi bir pay kapma yarışa dönüşen bu durumu ve birçok bilim insanının bile fazların bazı aşılarda tamamlanmadığı ifadelerini dikkate aldığımızda insanların şüphe içinde olmalarını vatan hainliğine bağlamakta oldukça aşırı bir tutumdur. Bir bilim insanına yakışan bilimsel çalışmaları , deneyleri ve sorgulamaları bitmiş, süreç ticari kaygılardan uzak gerçekleştirilmiş ve ciddi yerlerde yayınlanmış ise ve bu konuda iknada olunmuş ise bilim insanının kesin bir görüş bildirmesi gereken durumdur. Bilim insanı sadece bir perspektiften okuma yapmazBurada sözlerim yanlış anlaşılmasın kesinlikle aşı karşıtı değilim ve aşı yaptırırım.1796'da Jenner tarafından çiçek aşısının geliştirilmesinden bugüne tetanos, çocuk felci, kızamık, verem boğmaca, gibi aşılar, koruyucu sağlık hizmetlerinin en önemli halk sağlığı kazanımlarından birisidir. O nedenle aşılara karşı olmak bilimsel olarak ta halk sağlığı açısından da doğru değildir. Ancak pay kapma yarışına dönüşen bu süreci de her alanda olduğu gibi ciddi şekilde elimden geldiğince sorgular ikna olur ve ondan sonra uygularım.