BLOG
Gerçekleri yansıtmak tedbir almaya yöneltir
Değerli okurlar hatırlarsınız pandemi süreci ile ilgili olarak bu sütunlarda hem bilinç yaratmaya yönelik geçmişte birkaç yazıyı kaleme almıştım. Bu kez de maalesef duyurulan rakamlara karşı uzun süredir toplumda bir güvensizlik oluştuğunu ve halen devam ettiğini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Gerçekten bu günlerde eski günlere oranla yakın çevremizde gerçekleşen vakaların artışına tanıklık etmemiz, ölümlerin artık çok yakınımızdaki dost ve tanıdıklarımızdan gelmesi sağlık çalışanı dostlarımızın çalıştıkları hastanelerden verdikleri bilgiler bu sorunun iyice büyüdüğünü ve kontrolden çıktığını gösteriyor. Toplumda en azından böyle bir algı mevcut. Neden diye soramadan edemiyorum bu rakamlar, vaka sayıları, hasta sayıları, ölüm sayıları, gerçek olarak ortaya konsa ne kaybederiz.
Öncelikle bu sorunu algılamayan duyarsız yurttaşlar bile en azından tehlikenin büyüklüğünün farkına vararak önlem almada harekete geçerler. Bu hastalıktan birçok insan kurtulsa da kime etki edeceği bilinmeyen ölümcül bir hastalık olduğunun farkına varırlar, bana bir şey olmaz demeyi bırakırlar, önlem alırlar. Tekrar ediyorum, MASKE MESAFE ve HİJYEN öncelikle uymamız gerekli kurallar ancak artık buda yetmiyor vaka sayıları öylesine arttı ki artık kesin önlem ve en iyi yöntem mümkün olduğunca toplu ortamlardan uzak, faaliyetleri ve ilişkileri en aza indirgeyen İZOLASYON dur. Ayrıca hafta sonu sokağa çıkma yasağı 10.00-20.00 olarak verildikten ve ertesi gün tüm gazetelere de böyle yansıdıktan sonra anladık ki bu konu akşam 20.00 den başlayarak ertesi gün sabah saat 10.00 a kadarmış. Hafta sonu kısıtlamaları ile ilgili duyurunun son derece tartışmalı ve herkes tarafından anlaşılamayan bir şekilde verilmesini de hayretler içinde sosyal medya üzerinden ironik tartışmalarla izledik Sürece yönelik açıklamalar bile sağlıklı anlaşılabilir şekilde ayrıntılı ve tartışmaya mahal bırakmayacak biçimde verilemiyor, toplumda anlaşılamıyor farklı farklı değerlendirilmeler ile yol bulunmaya çalışılıyor. Bu durumu bile sağlıklı yönetemiyoruz.
DEĞERLİ VARLIĞIMIZ ÖĞRETMENLERİMİZE
Sevgili Öğretmenlerimiz her şartta ve her koşulda insan yetiştirmeyi amaç edinen, bilimin ve aydınlık düşüncenin mimarları olarak, bugün sahip olduğumuz genç ve dinamik nüfusu işleyecek, şekillendirecek ve ülke hizmetine sunacak kişilersiniz...
Sizler; hiçbir zorluktan kaçınmayan, gerekirse bu yolda canını ortaya koyan, vefakâr, cefakâr, sabırlı sevgi dolu insanlarsınız... sizlerin, ulusal birlik- beraberliğimizin en önemli yapı taşı ve kalkınmanın en temel unsuru olduğunuzun bilincindeyiz... Vereceğiniz modern ve nitelikli eğitimle, geleceğin büyük ve güçlü TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE'nin güvencesi olduğunuzu biliyoruz...
Yarının güzelliği bugünde yatar. Geleceğe hazırlık yapmanın en iyi yolu bugünü en iyi biçimde değerlendirmektir. Bu yolla Atatürk'ün eserlerinin yarınlara ve geleceğe doğru devamlılığını sağlamak mümkün olur. Büyük bir özveri ile çalışarak verdiğiniz eğitimle, topluma şekil veren yüce bir görevin fedakâr temsilcilerisiniz...
Büyük Önder Atatürk'ün dediği gibi: "Dünyanın her yanında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakâr ve en saygıdeğer kişileridir." Tevhid-i tedrisat kanununu çıkaran harf devrimini gerçekleştiren Köy enstitülerini açarak eğitimin tüm ülke sathına yayılmasını sağlayan Başta Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere eğitimimize, geleceğimize sahip çıkan Hasan Ali Yücellere ve nice gerçek Cumhuriyet kuşağının değerli öğretmenlerine şükranlarımızı sunuyor Öğretmenler gününüzü kutluyorum.