BLOG
Elazığ Sivrice'deki depremin ardından
Elazığ'ın Sivrice ilçesindeki 6.8 şiddetindeki depremin ardından yapılan teknik tartışmalar ile siyasi değerlendirmelerin yankıları halen sürüyor. Ancak uzmanların sürekli istatistiki verilerle ilgili görüşlerini izlediğimiz süreç içinde bilgilenirken, siyasi tartışmalar içinde muhalif yaklaşımlara karşın siyasi iradenin savunma yaklaşımı ve neler yapıldığını ifade etmesinin yerine bu konuda gerçekleştirmesi gerekli, uzun ve kısa vadeli planları, uygulama tarihlerini duyamadığımız da bir gerçektir.
Geçen hafta AS TV de Sn, Sevda Kurul'un yönettiği Platform programı gündeminde de ifade ettiğim üzere ülkemiz dünyada yoğun bir deprem kuşağı ve ciddi fay hatları üzerinde bulunan ender ülkelerden biridir.Başta Jeofizik Mühendisleri Odası ve TMMOB'nin de teknik raporlarında belirtildiği üzere ülke genelinde yaklaşık 34 milyon konut olduğu bilinmekte ve bu konutların yüzde 44'ünün 1'inci derece, yüzde 25'inin ise 2' derece deprem bölgesinde olduğunu biliyoruz. Kısacası ülke genelinde yaklaşık yüzde yetmiş konut yani 3 konuttan 2'si deprem riski ile karşı karşıyadır. Ayrıca biz biliyoruz ki bu yapı stoku içinde yaklaşık 13 -14 milyon konut kaçak yapı kapsamındadır. İmar yönetmeliklerine aykırı mülkiyet ve imar sorunu olan ruhsatsız yapıların yanında imar mevzuatına aykırı eklemeleri olan onlarca da ruhsatlı yapıların olduğu da bilinmektedir.
PARSEL BAZINDA YAPILAN İMAR DEĞİŞİKLİKLERİ SORUNUN ÖZÜDÜR
Maalesef bugünde yerel yönetimlerin bir- çoğunda her gün parsel bazında onlarca imar değişikliği meclislerde detaylı görüşülmeden ve birçok meclis üyesinin de bilgisi olmadan geçmekte ve uygulamaya konmaktadır. İl başkanı ve Büyükşehir grup başkanı olarak görev yaptığım dönemlerden biliyorum ki bazı belediyelerde neredeyse bazı meclis toplantılarında 100'e yakın yılda yaklaşık 3000 adet imar değişikliği gelmekteydi. İşte en büyük rant ve usule aykırı işlem buralardan gelerek önümüze büyük sorunlar olarak çıkmaktadır. Bu sorunun çözülmesi ve parsel bazında imar değişiklikleri yerine üst ölçekte planların, daha da üstünde çevre düzeni planların yapılması ve plan hiyerarşisine uygun davranılarak, kentlerin imar uygulamalarının bu yaklaşımlarla gerçekleştirilmesi deprem dahil birçok olumsuzluğu giderecektir. Şimdi çok iyi hatırlıyorum da 90'lı yıllarda MMO şube başkanı iken Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Erdem Saker'le Bursa Metroplitan çevre düzeni planı çalışmalarına katkı koymuş Bursa'nın anayasası demiştik üzerinden neredeyse 25 yıl geçmesine rağmen 2020 geldi hâlâ onaylı katılımcı anlayışla ve şeffaf bir çevre düzeni planı maalesef yaşama geçmemiştir.
İMAR AFLARI VE FAY HATTI
Uzun yıllar sürekli bir şekilde siyasi rant uğruna gerçekleştirilen sağlıklı kentleşmeyi yok eden imar afları diğer bir sorundur. Özellikle son yapılan imar barışında bilime, tekniğe, fenne ve mühendislik ilkelerine aykırı olarak yıkılıp yeniden yapılması gereken deprem yönetmeliklerine aykırı onlarca binanın da içinde olduğu yaklaşık 7.5 milyon yapı imar affından yararlandı. Daha dün İstanbul Kartal'da çöken yapı imar barı-şından yaralanmamış- mıydı? Her şey rant ve gelir olarak görülemez. İmar barışından elde edilen gelirin 24 milyar 190 milyon olduğu ifade ediliyor. Diğer taraftan çok önemli gördüğüm bir bilgiyi de sizlerle paylaşmak istiyorum. Jeoloji mühendis-leri Odası depreme ilişkin yaptığı açıklamada fay hatları üzerindeki alanların yapılaşmaya kapatılması gerektiğini, Türkiye diri fay haritasını baz alarak yaptıkları incelemede Sakarya, Yalova, Bursa, Balıkesir, Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Erzurum, Kahramanmaraş, Denizli, Hatay, Hakkari, Eskişehir. Kütahya, Bingöl, Aksaray, Bolu, gibi il merkezlerini, içine alan 18 il 80 ilçe ve 502 köyün potansiyeli yüksek ak-tif fay hatları üzerinde bulun- duğunu ifade etmiştir.