BLOG
Ceren'in katledilmesi bir kez daha canımızı yaktı
kurlarımız hatırlayacaklardır, bu sütunlarda kadın hakları, sorunları ve cinayetlere kurban edilmeleri hususunda defalarca yazılar yazdım. Hatta daha geçen hafta KADIN CİNAYETLERİ İNSANLIK SUÇUDUR başlıklı yazımda kadına şiddet ve kadın cinayetleri noktasında ne kadar büyük bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu belirttikten daha birkaç gün geçmeden hayvanlar aleminde görülebilecek sinsilik ve acımazlık içinde kanımızı donduran ve gerçekten büyük üzüntü duyduğumuz bu olayı yaşadık.
Ceren kızımızı yaşamının baharında, ailesinden, sevdiklerinden, sanatsal geleceğinden ve o tüm güzel gelecek umutlarından kopararak elimizden alan, o ayaklı suç makinesi psikopatı lanetliyorum.
Lanetlemek bile insan demeye dilim varmayan o yaratığa fazla geliyor. Aslında kızgınlığım ve öfkem bir genç kızımızı elimizden alan bu caniler kadar bunları sokağa salıveren ve onları takip etmeyen kontrol etmeyen insanımızı güvenliksiz bir şekilde yaşamasına neden olan sistemedir.
Daha 19 yaşında Özgecan Aslan'ın, 17 yaşındaki Helin Palandöken'in, Muğla'da 18 yaşındaki İpek Kovan'ın, Hüsne Asla'nın, Necla Sağlam'ın katledilmeleriyle toplumda açtığı yaralar sarılmaz iken isimlerini hatırlayamadığımız 932 kadın son 3 yılda, 2018'de ise 255 kadın erkekler tarafından cinayet işleyerek öldürüldü. Daha ne kadar bu canilerin faaliyetlerine dur diyeceğiz kadınlarımız kızlarımız ne zaman güvenli bir şekilde yaşayacaklar. Ne zaman bu olumsuz tablonun ortadan kaldırılmasına yönelik sistemsel çalışmalar idare tarafından uygulamaya konacak.
Tüm bu sorulara yanıt aramaktan bıktık sivil tolum örgütleri, kadın dayanışma örgütleri, duyarlı tüm yurttaşlar, üzerine düşeni yapıyor, toplumu bu konuda eylemleri ile duyarlı olmaya çağırıyor, feryat ediyoruz Ancak sorun azalacağına her geçen gün daha da vahşileşiyor ve bir öncesini unutuyoruz çünkü sonraki yaşanan acı onu örtüyor İktidara sesleni- yorum öncelikli olarak bu sorunun çözümü için kınamak yerine etkin çalışmalar başlatın. Artık lanetlemek gözyaşı dökmek yetmiyor.
AF YASASI VE CEZA İNDİRİMİ RAFA KALKTI
Bilindiği üzere Milliyetçi Hareket Partisi 5 yıl şartlı indirim öngören kanun teklifini 24 Eylül 2018'de TBMM Başkanlığına sunmuştu. Ancak birkaç gün önce Sayın Bahçeli af ve ceza indirimi teklifini geri çektiğini duyururken eş zamanlı olarak da Cumhurbaşkanı'nın Adalet Bakanı'na terör, cinsel istismar, kasten adam öldürme, uyuşturucu, mükerrer suçlar, ve organize suçları içeren altı suç başlığında asla indirim yapılmaması hakkında talimat verdiğini de AKP kamuoyuna duyurdu. Tam da burada çeşitli platformlarda bu indirimlerin af kapsamında olduğunu ve cezaevlerini boşaltma adına toplumda suçu körükleyeceğini caydırcılık unsurundan yoksunluğa dönüşeceğini belirtmemize rağmen bu konuda Cumhur İttifakı geri adım atmakta direnmişti. Ne zaman ki Ceren'in başına gelen o menfur cinayet gerçekleşti herkes şapkasını önüne koymak durumunda kaldı. Şimdi soruyorum. Böyle mi olmalıydı.
Psikopatlığı askerlik dönemindeki davranışlarıyla ve öldürmeye kasıtlı yaralama sonunda adli raporlarla tescil edilmiş bir mahkum nasıl olur da açık cezaevine konur? nasıl olurda oradan izinli gönderilir? İşte bu deli sorular ancak Cerenleri kaybettiğimizde aklımıza geliyor ve iktidar sahiplerinin aymasına neden oluyor. Katil açık cezaevinden firar ettikten sonra Ceren 'i evine kadar takip onu evinin önünde bıçaklayarak soğukkanlılıkla öldürdü. Bu olay sonrası MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli af için hazırladıkları kanun teklifini rafa kaldırdıklarını söylerken AKP de ceza indiriminde hangi suçların kapsam dışında kalması gerektiğini söylüyordu.
İşte acı olan da budur. Önleyicilikten uzak sadece düzeltici faaliyete yönelik bir yönetim biçimine bir acı bir örnek daha.
Bildiğimiz üzere Meclis'e getirilmesi düşünülen ceza ve af yasası kapsamında İnfaz düzenlemesi ile denetimli serbestlik süreleri de artırılacak. Şu anda 2 yıl olan denetimli serbestlik süresinin aldığı cezanın 5'te biri oranında denetimli serbestliğe çıkarılması öngörülüyor. Yani 20 yıl cezası olan biri için 4 yıl denetimli serbestlik süresinin tanınması, ceza indiriminden çok bu sürenin kimlere, nasıl şekilde, hangi koşullarda tanınacağının suçlunun dışarı çıktığında suç işlememe durumlarının nasıl kontrol altına alınacağı hususu can alıcı noktalardan biridir.
Bir kez daha Ceren gibi kızlarımızın gençlerimizin ve kadınlarımızın yaşamdan koparılmadıkları ve kadına şiddetin olmadığı bir dünya dileğiyle..
Şiddetin her türüne hayır..