BLOG
Bir sözde bilim insanı,''cehaletin ferasetine ''inanıyormuş
Değerli dostlarım bugün cehalet ve kifayetsiz muhterisler üzerine sizlerle görüşlerimi paylaşacağım. Hatırlarsınız bir tarihlerde Sebahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Arı'nın gündeme bomba gibi düşen sözlerini. Sözde bilim insanı kimliği ile hem de bulunduğu üniversitenin rektör yardımcısı görevindeyken ne demişti bakalım. ''Bizde de şimdi okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben açıkçası korkuyorum, ben her zaman cahil halkın ferasetine güveniyorum. Ben sürekli Refik Halit gibi gözlem yapıyorum, trafikte en tehlikeli tipler üniversite mezunlarıdır. Bakın normalde hiç okumamış kesimler trafikte bir şey verdiğiniz zaman ona uyarlar, bunlar sürekli tehdit oluşturmazlar. Dünyanın gidişatını göremeyenler okumuşlardır. Okuma oranı arttıkça Türkiye'de olayları tahlil kabiliyeti azalıyor. Daha önce Jön Türklerin yaptığı gibi ateşe sürüklüyorlar Türkiye'yi. Türkiye'nin okumuş kesimi, profesörlerden başlayarak geriye doğru en tehlikeli olanlar üniversite mezunları. Olayları en rahat okuyanlar ilkokul mezunları. Çünkü zihinleri berrak. Üniversite ve sonrası durum çok vahim çünkü gidişatı okuyamıyorlar, zihinleri bulanık. " Cahil halkın okumamış yani tahsilsiz halkın ferasetine güveniyorum'' demişti şimdi bu işin neresinden tutalım sizce..Baştan sormak lazım sen niye okudun? Diye, ya da sorgulamak lazım böyle bir bilim insanı olur mu? Cehalete inanıyormuş, ya da nasıl okudu da bu yerlere kadar gelebildi makam mevki sahibi olabildi? ya da bu mu bizim geleceğimiz gençleri yetiştirecek olan kişi? Daha da kötüsü üstelik gelen tepkilerle istifa eden bu kişi hemen sonrasında sanki çok doğru bir iş yapmışçasına sözde bu profesör terfi ettirilip YÖK denetleme kurulu üyeliğine atandı. İşte diğer vahim durumda burada Dunning-Kruger sendromu. Oysa hiçbir şey yapmasa da sadece o büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk'e baksa bir şeyler öğrenecek ama nerede..
Büyük önder bu cehalet içeren sözlere karşın bakın ne diyor. ''Yokluk ve sefaleti yenmek için önce cehaleti yenmek gerektir''. ''Cehalet yenilmesi gereken en büyük düşmandır''.
KİFAYETSİZ MUHTERİSLER DUNNİNG-KRUGER SENDROMU
Yukarıda bir ara sözünü ettiğim birçok makalede de inceleyebilirsiniz, Dunning- Kruger sendromunu sizlerle paylaşacağım. New York Stern School of Business'te görevli psikologlar Justin Kruger ve David Dunning'in, Dunning-Kruger Etkisi adıyla literatüre geçen teorilerin de "cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır" derler Dunning ile Kruger, bu çalışmalarıyla 2000'de, Harvard Üniversitesi'nin IG Nobel'ini aldılar. Çevrenize şöyle bir baktığınızda birçok yerde karşınıza çıktığı üzere ''Ya bu adam bu yetersizlik, bu niteliksizlikle nasıl buralara kadar gelebilmiş" diye birçok kez söz ettiğiniz olgu var ya işte bu. Yani ''Bu cahillik kendini bilmezlik nasıl fark edilmez? dediğiniz durum. Cahil kişiler hem bilgisizliğinin farkında olmayıp hem de mesleki açıdan yeterli ve başarılı olduklarını düşünürler. Bu sayede mutlu ve kaliteli yaşamaya devam ederler.
Dunning Kruger Sendromu ile ilgili yapılan çalışmalarda psikologların ortaya çıkardığı teoriler birkaç madde ile açıklanmıştır. Bu maddeler aynı zamanda bu etkinin temel meselelerini de yansıtmaktadır. Niteliksiz kişiler kendi niteliklerini abartma eğilimindedir. Niteliksiz kişiler gerçekten nitelik sahibi olan kişilerin niteliklerini göremezler. Niteliksiz kişiler ne ölçüde niteliksiz olduklarının farkına varamazlar. Eğer niteliklerini arttırmak için eğitim alırlarsa, aynı niteliksiz kişiler, niteliksizliklerini fark etmeye başlarlar. Bilgi ve yetenek sahibi insanlar kendi kendilerini doğru değerlendirmeye başladıkları zaman bu tür cahil cesareti göstererek belirli noktaya gelebilen insanların önüne geçerler. Bunu yapabilmek için nitelikli kişiler, kendi yeteneklerini tanıyarak geri planda kalmak yerine cesaret göstererek ön planda yer almayı tercih etmelidir. Böylece hem hak ettikleri başarılı pozisyonları elde ederler hem de Dunning Kruger Sendromu sahibi olan kişilerin durumun farkına varmasına yardımcı olabilirler.''Dünyanın sorunu akıllılar hep kuşku içindeyken, aptalların kendilerinden küstahça emin olmalarıdır ''Bertrand Russell sözü ile bitirelim.