BLOG
Başlarken
Değerli okurlarımız, belki birçoğumuzun bildiği üzere , bu güzel kentte doğmuş, sokak aralarında top koşturmuş ,çember çevirmiş, eğitim ve sonrası uzun yıllar iş hayatı içinde bulunmuş, meslek odaları ve sivil toplum örgütleri ile siyaset alanında toplumsal sorunlara eğilmiş,çözüm önerileri üretmiş bir kişi olarak toplumsal duyarlılığımız gereği düşüncelerimizi paylaşmak üzere sayın Okan Tuna'nın moderatörlüğünde AS TV'de dostlarla birlikte yaptığımız Platform programı sonrası Sönmez Medya Genel Müdürü Burak Özgün ve Genel Yayın Yönetmeni Okan Tuna'nın davetleri ile yine Bursamızın alanında 45 yıllık bir koca çınarı Bursa Hakimiyet gazetesinde her hafta salı günü sizlerle buluşacağız. Umarım bu olgu başta okurlarımız olmak üzere toplumumuz için faydalı ve keyifli olur.
GAZETECİLİK ÜZERİNE
Başta şunu ifade etmeliyim ki başta gazetecilik mesleğini, içindeki tüm alanlar dahil, başta köşe yazarlığını en zor ve önemli mesleklerden biri olarak görürüm. Özellikle her meslek gibi o alanda bir şeyler üretmek ve mesleği icra edebilmek için o ilgili alanda eğitim, birikim, tecrübe, emek, ve zaman gibi önemli kriterleri aşmak gereklidir.
Bu anlamda ben kendi adıma bu köşede haftalık olarak yazılarımı yazarken ve sizlerle buluşurken gazetecilik mesleğini icra eden herkesi , öncelikle halkın haber alma hakkını en zor şartlarda ve özgürlüklerin kısıtlandığı ortamlarda bile ödün vermeden yazan meslek insanlarını çok önemsediğimi bilmenizi arzu ederim. Çünkü bu alan genelde ülkemizde her dönemde kısıtlandığı için meslek insanları da yıllar boyu çok büyük bedeller ödemek durumunda kalmışlardır . Yakın geçmişte, gazetelerin basıldığı, bombalandığı, gazetecilerin kurşunlanıp birçok değerli basın mensubunun öldürüldüğü, kendisi ile ilgili olarak işine gelmeyen yazılardan ötürü gazete işverenlerine, köşe yazarlarının şikayet edilip işinden el çektirildiği, henüz basımı dahi yapılmamış taslak kitapların toplatıldığı, omzunda kamerası, boynunda fotoğraf makinesi çok ağır koşullarda oradan oraya koşturarak görev yapmaya çalışan sosyal güvencesi olmayan muhabirlerinin tartaklandığı, yıpranma payı haklarının geri alındığı , düşüncelerinden ve yazılarından ötürü birçok gazetecinin hapiste tutuklu olduğu dönemleri tekrar hatırlatmak istiyorum.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün araştırmasına ve 2018 basın özgürlüğü raporuna göre, Türkiye 180 ülke arasında Kongo, Bela-rus ve Ruanda'nın arkasında 157. sırada yer alıyor. Bu sıralamada Türkiye'yi Kazakistan, Burundi ve Irak takip ediyor ve böyle bir dönemi içimiz acıyarak yaşıyoruz.
Türk basın tarihinde 110 yılda Hasan Fehmi'den başlayarak Hrant Dink'e kadar ,Hasan Tahsin, Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Turan Dursun ve Uğur Mumcu gibi aydınların içinde bulunduğu 66 gazetecinin fikirleri ve yazılarından ötürü yitirilmesinin acısı hâlâ yüreklerimizde...
VE NİÇİN BÖYLESİ BİR SÜRECİN PARÇASIYIZ
Tüm bunları dikkate aldığımızda bu çerçevede bu yazılar sadece birikimlerimizi ve dağarcığımızdaki bilgimizi toplumla paylaşarak bilginin büyümesini, değer kazanmasını ve toplumun faydasına sunulmasına yönelik olacaktır. Yoksa bu faaliyetimiz hiçbir zaman bu mesleği icra eden ve bu meslekte yukarıda yazdığım zorlukları yaşayanların yerini alamaz.
Diğer taraftan amacımız başta her alanda ülke ve toplumsal çıkarlarının savunulması eksenli olarak ekonomi, güncel siyaset, sivil toplum örgütlerinin mücadele birikimleri , kent yönetimleri, kentlerde uygulanan projelerin katılımcılık esaslı olup olmadığı, bilimsel yaklaşımlar içerip içermediği, iş dünyasının sorunları ve gelişmeler, emek, özgürlük ve demokrasi odaklı konular okurlarımızın bilgisine sunacağımız ana başlıklarımız olacaktır