BLOG

Gürhan AKDOĞAN

gurhanakdogan@gmail.com

Atatürk ve cumhuriyetin temel değerleri unutulamaz ve unutturulamaz

Birkaç gün önce büyük bir coşkuyla Cumhuriyetimizin 98. Yılını kutladık. Büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde büyük askeri ve diplomatik zaferlerle, saltanata son verilerek laik demokratik Cumhuriyetimizi kuran sonrasında da eşsiz devrimlerle taçlandırılan, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm silah arkadaşlarını, şehit ve gazilerimizi saygı, minnet ve şükranla bir kez daha anıyoruz. Birçok kişi gibi ben de merak edip durdum. Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle 429 sayılı kanunla 3 Mart 1924 yılında Şer'iye ve Evkaf Vekâleti'nin yerine kurulan, Diyanet işleri Başkanlığı var ya tam da kuruluş anmalarına gelen günde Cuma hutbesinde Mustafa Kemal Atatürk'ün isminden yine söz etmekten kaçınacak mıydı? Evet yine yanıltmadı. Diyanet İşleri başkanının adı neydi hatırlamıyorum ama hutbede aynen şöyle dedi.

"...ve vatanımızı bize emanet eden aziz şehitlerimizi, kahraman gazilerimizi ve devlet büyüklerimizi rahmet ve minnetle yad ediyoruz." Sizce bu devlet büyükleri kim? Ya da çok mu zor Atatürk'ün kurduğu bir kurumun başındaki zat için başlangıçta benim de andığım gibi olmasa da Kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk'ün adını geçirmek. Osmanlıcı olabilirsiniz, Atatürk'ü de sevmeyebilirsiniz, kurduğu Cumhuriyete ve devrimlerine alerjiniz olabilir. Bu sizin özgürlüğünüz olabilir ama en azından dünyanın yüzyıldır kabul ettiği, örnek aldığı, övgü ile söz ettiği, yüzyıldır söyledikleri ve yaptıklarının geçerliliğini koruduğu, ülkemizde milyonların sevgisini kazanmış bizim özgür demokratik bir ülkede yaşamamızı sağlamış sizin o kurumda laik bir toplum düzeni içinde ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek ve dinle ilgili toplumu aydınlatmak görevlerini özgürce yürütmenizi sağlayan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e biraz saygı... Siz unutulacaksınız ama Ulu önder milyonların kalbinde sonsuza dek yaşayacak .Şimdi siz ve sizin gibi düşünenleri aydınlatalım.

Müdafaa-i Hukuk Hareketi. İşgale karşı bağımsızlık ruhuyla ortaya çıkan yürekli, yurtsever insanların dayanışması ile daha ortada modern bir Türkiye yok iken meclis, asker, ordu yok iken Türkleri Anadolu'dan atmak isteyen, bunların burada yeri yok, geldikleri yere gitmelidir diyen emperyalist ülkelere karşı biz buradayız, var olmaya da devam edeceğiz, gidecek olan biz değiliz sizlersiniz diyenlerin oluşturduğu bir hareket. Bu mücadele Dünyada ilk kez ve yüzyılın daha başlangıcında bir bağımsız devlet oluşturma çabasının ilk somut zafere ulaştığı tek örnek olmuştur. İşgal altına alınmış olan ülkelerin bağımsızlıklarını elde edebileceklerini kanıtlayan bu ilk örneği Mustafa Kemal Atatürk'ün mücadelesi ortaya koymuştur ve bütün dünyaya örnek olmuştur. O nedenle Mustafa Kemal'in bu ulusal bağımsızlık mücadelesi bütün dünyada, üçüncü dünya ülkelerinde, ezilen halkların gözünde, Afrika'da, Asya'da, Ortadoğu'da, Hindistan'da, Çin'de büyük etkiler yaratmıştır.

Cumhuriyet; herkesin, düşünce, kanaat ve inancını açıklama özgürlüğüdür, Fazilettir, harf devrimidir, kadınların seçme ve seçilme hakkının sağlanması devrimidir , İzmir İktisat kongresidir, Tevhid-i Tedrisat kanunudur , Laikliktir, hilafetin kaldırılmasıdır, halkın mutlak egemenliğidir, adaletin güvencesidir, yasama, yürütme ve yargı güçleri arasında kuvvetler ayrılığıdır, demokrasidir, hukukun üstünlüğüdür, kadınların, çocukların ve güçsüzlerin güvencesidir, akıl ve bilimin oluşturduğu ahlaktır, etiktir, yurtta sulh cihanda sulhtur, bireyin ümmet olmaktan kurtulup, yurttaş olmasıdır, yurttaşlar arasında, ırk, dil, din, cinsiyet, inanç farkının gözetilmemesidir, Cumhuriyet; Halide onbaşıdır, Gördesli Makbule'dir, Kara Fatma'dır, Şerife Bacı'dır sayfaya sığmayacak binlerce Anadolu kadınıdır, İsmet İnönü'dür, Fevzi Çakmak'tır "Geldikleri gibi giderler" diyen tam bağımsız Türkiye ve Mustafa Kemal Atatürk'ün eşsiz destanıdır.

Cumhuriyetimiz eşsiz bir kurtuluş savaşı sonrası orta çağın kültüründen, orta çağın değerler sisteminden, orta çağın hukukundan, orta çağın ekonomisinden, zihniyetinden, inançlarından sıyrılarak çağı yakalamaya yönelik bir büyük modernleşme projesinin yaşama geçirilmiş şeklidir. Medeni hukukunu, aile hukukunu, ceza hukukunu, ticaret hukukunu, tüm bir hukuk sistemi çağın anlayışına göre değiştirmiştir. Böyle bir değişimi yaşamış içinde bulunduğumuz coğrafyada bir başka ülke yoktur. Tarihin kaydettiği en köklü, en büyük değişimlerin başında gelir ve böylece Türkiye çağ atlamıştır, medeniyet değiştirmiştir. Birileri travma diyorlar. Travma diye bahsettikleri bu dönüşümdür işte. Laik ve Demokratik Cumhuriyetimiz sonsuza dek yaşayacak ve bayrağımız sonsuza kadar bu topraklarda dalgalanacaktır.