BLOG
Amerikan baharı bu kez ABD' de mi yaşanıyor
Değerli okurlar ne kadar ironik değil mi ? Geçen hafta içinde ABD de son iki yüzyıldır görülmemiş bir biçimde Amerikan demokrasisi ve yaşam tarzının simgesi konumunda olan kongre binasının işgali ile başlayan süreç tüm dünya gündeminde birinci sırasına oturdu Oysa ABD özgürlükler ülkesi, demokrasinin beşiği, her yere sözde demokrasi ve özgürlük ihraç eden, güvenlik sistemi çok güçlü bir ülke görünümündeyken bu karizma bir gün içinde yerle bir oldu.
Şimdi herkes ABD'nin bu varsayılan bu özelliklerinin bir kâğıttan kaplan olup olmadığını sorguluyor. Oysa biliyoruz ki ABD yeşil kuşak, Büyük Ortadoğu Projeleri(BOP) ile pembe, turuncu gibi bilumum renklerde sözde devrimlerle bir çok ülkede gerek silahlı gerekse silahsız olarak seçimlere müdahale eden ülkelerde yönetimler değiştiren darbeler yapan emperyalist bir ülkedir. Şimdi ise kendi içinde seçim hilelerini konuşan yargıya taşıyan demokratik seçimlere karşı kongre basılmasına göz yuman hatta bunları teşvik eden kendi iç karışıklıklarında boğulan bir ülke konumuna geliver. Geçmişten farklı olarak bu kez tam tersi tüm ülkelerden ABD'ne gelen demokrasi ve itidal çağrıları ironikti. 21 inci yüzyıl başlarında kendi iç çelişkileri ile tıkanan kapitalizm bu çelişkilerinden kurtulmak üzere ortaya attığı Yeni dünya düzeni, Global Kapitalizm ve Küreselleşme kavramlarının da işe yaramadığı kısa sürede anlaşıldı. Vahşi kapitalizm ve gerçekleştirilen neoliberal politikalar ile bir taraftan işsizlik süratle artarken diğer taraftan Elon Musk, Bill Gates gibi zengin ailelerin servetlerine servet kattıkları, varsıllarla yoksullar arasında oluşan derin uçurum, rkçılığın tırmandiması ciddi sonuçlar doğuruyor. İşte bu sonuçlar çok güçlü ve artık tek kutuplu olduğu düşünülen dünyanın jandarması ABD'nin bile ne kadar kırılgan olduğunu göstermektedir. Hani bir deyim var ya ABD de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak inanıyorum ki bu olaydan sonra sistem kendini derinden sorgulayacaktır. Bu sorgulama sonucunda dünya daha iyi yaşanabilecek bir yer haline gelir mi? yoksa egemenler ve uluslararası sermaye egemenliklerini ve sömürü düzenini sürdürmek için daha da vahşice politikalar ortaya koyarlar mı şimdilik bu bilinmez ama bu süreç Amerikan rüyasının iflası, yani sonun başlangıcıdır. Yakın gelecekte bu sonuçlarla tanışacağız.
MEMLEKETİMDEN İNSAN MANZARALARI
Gün geçmiyor ki görsel ve yazılı medyada şiddet, gasp, hırsızlık, dolandırıcılık, adam öldürme yaralama olayları, genel haberlerin ve gazete sütunlarının ağırlıklı bir alanını kapsıyor. Uzun bir süredir bu haberleri izlemekten imtina ediyorum, zira bu tür haberler, öğreticilikten uzak olduğu kadar bilinç düzeyimizi de arttıracak bir etkisinin de olmadığını düşünüyorum. Ancak gecen hafta içinde rastladığım bu çerçevedeki iki haberde pes dedirtecek cinsten. İnsan gerçekten düşünmekte zorlanıyor, üzülüyor ve ülke adına utanıyor bu tür vakalar dünyanın hangi ülkesinde olabilir diye de düşünüyor. Bu bizim bilinç düzeyimizin eğitim seviyemizin ne olduğunun da önemli bir göstergesi. Bakın bir vakada Pandemi kısıtları nedeniyle denetim ekibine yakalanan bir motosikletli sürücü, ekipten kaçarken o anda yoldan geçen bir yayaya çarparak onun ölümüne neden oluyor. Hani şimdi soralım. Bir, kurallara ve yasaklara neden uymuyorsun? İki, kısıtlamaya uymadın anladık ama neden kaçıyorsun cezaya neden razı olmuyorsun? Üç, daha da kötüsü kaçarken bir insanın pisi pisine ölümüne neden oluyorsun? Bir insan yaşamının böyle son bulması yakınlarının bu facia nedeniyle yaşadıkları ve yaşayacakları. Gerçekten anlamıyorum sözün bittiği yer. Bir diğerinde ise yine bir bayan denetime takılıyor bu kez de güvenlik görevlileri ile tartışıyor abisinin polis olduğunu bir yakınının savcı olduğunu ifade ederek ''size gösteririm ben'' diyerek görevlileri tehdit ediyor, basın mensuplarına saldırıyor. Bu iki vaka da bizim toplum olarak nerede olduğumuzu gösteren küçük ama bir o kadar da acı örnekler. Diğer taraftan ise Karla kaplı dağ köylerinde saatlerce kar altında salgınla mücadele eden filyasyon ekipleri ile zaman zaman hasta yakınlarından her türlü şiddeti görmelerine rağmen sağlıklarını ve riskleri hiçe sayarak canla başla çalışan sağlık çalışanlarımız. Onlarada minnetarız