BİLDİRİLER
23 Nisan Basına ve Kamuoyuna

BASINA VE KAMUOYUNA

 

        Türk milletinin tarihinde çığır açan ve egemenliği esas sahibi olan ulusa devreden büyük demokrasi devriminin 104. yıldönümünde Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı büyük bir coşku ile kutluyorum. Atatürk’ün egemenlik ve bağımsızlıkla ilgili bazı sözlerini ve düşüncelerini bir kez daha hatırlamakta yarar görüyorum.  

Atatürk şöyle diyordu: “... Bütün cihan bilmelidir ki, artık bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.” Atatürk milli iradeye dayalı parlamenter demokrasiyi kuvvetle savunuyordu. Ülkemizde Amerikan tipi bir rejimin benimsenmesine karşıydı. Mustafa Kemal Atatürk yine şöyle diyordu “...Hep biliyoruz ki, memleketin başına gelen felaketlerin çoğu şahsi idareden gelmiştir. Bu kadar geri kalmamızın başlıca amillerinden biri budur. Biz öteden beri böyle bir idareyi bertaraf etmek için mücadele ettik. Amerikan sistemini memleketimizde tatbik etmeyi hiç hatırıma getirmedim, sistemsiz ve kanunsuz tarzda Reisicumhurluk ile Başvekaleti birleştirmeyi düşünmedim.”  Atatürk’ün milletin göreve getirdiği insanlara da tavsiyeleri vardı: “Kendilerine milletimizin kaderi emanet edilmiş insanlar, Meclis, cumhurbaşkanı ve hükümet bilmeliler ki kendilerini iktidara ve yetkili makamlara getiren irade ve egemenliğin sahibi, Türk milletidir. İktidar mevkiine saltanat sürmek için değil, millete hizmet için getirilmişlerdir. Milletin kudretini yalnız ve ancak yine milletin çıkarları yolunda kullanmakla yükümlüdürler.”    

 

31 Mart 2024 Yerel Seçim sonuçları, son yıllarda büyük yaralar alıp nefessiz kalan demokrasimize ve Laik Cumhuriyetimize can soluğu olmuş, neredeyse yok edilen Hukuk Devletimizin, katledilen Laik Bilimsel Eğitim Sistemimizin, kısacası devletimizin; kuruluş ayarlarına dönmesi, Üniter Ulus Devlet yapısının onarılması ve yeniden “Laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti” olması yolunda ulusumuzu umutlandırmıştır.

 

Bu umudun iktidara talip siyasi kadrolar tarafından heba edilmemesi, güçlendirilerek genel seçim sandıklarına yansımasının sağlanması için ciddi bir onarım programı hazırlanıp kamuoyuna sunulması ve genel seçimlere kadar etraflıca anlatılarak seçmenin ikna edilmesi yaşamsal önemdedir.

 

Atatürkçü Düşünce Derneği olarak bu onarım programının içermesi gerektiğini düşündüğümüz temel esasları ilgililerin dikkatine sunmayı ve milletimizle paylaşmayı varlık nedenimizin gereği sayıyoruz.

 

 

Bu program;

 

Büyük Atatürk ve Kemalist Devrimcilerin devletimizi kurarken hamuruna kattıkları Namus Mayası’nın eksilmesine izin verilmeyeceğini,

 

Türkiye’nin Vaşington’dan, Brüksel’den, Pensilvanya’dan, Menzil’den, İsmailağa’dan, Beştepe’den değil TBMM’den yönetileceğini,

 

Ulusumun en değerli kazanımı olan Anadolu’nun binlerce yıllık kültürel birikimi ile bütünleşmiş Laik Cumhuriyet Kültürü’nün titizlikle korunup geliştirileceğini,

 

Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.” tanımı ve “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü” ilkesiyle yaşama geçirilen Üniter Ulus Devletimizin vazgeçilmez olduğunu, emperyalizmin Mikro Milliyetçilik ve Mezhepçilik tuzaklarına düşülmeyeceğini, federasyon özlemlerine güç veren arayışlara itibar edilmeyeceğini,

 

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının siyasi beklentilerle ya da para karşılığı satılmayacağını, Türkiye’nin sınırlarını koruyamayan, milyonlarca sözde sığınmacının elini kolunu sallayarak doluşmasını seyreden bir devlet olmayacağını,

 

Kuvvetler Ayrılığı ilkesinden ve yargı bağımsızlığından milim sapılmayacağını, “Tek Adam” yönetimi anlayışına son verileceğini,

 

Demokrasinin olmazsa olmazının laiklik olduğu gerçeğinden asla ayrılınmayacağını,

 

Okula, adliyeye ve kışlaya siyaset sokulmasına göz yumulmayacağını,

 

Devrim Yasalarının uygulanacağını, hemen tamamı batı emperyalizminin etki ajanı işlevi gören tarikat - cemaat yapılanmalarını “Sivil Toplum Örgütü” olarak niteleyip meşrulaştıran ve kamu olanakları ile besleyen çağ, akıl ve yasa dışı anlayışların devlet yönetiminde yer bulmasına olanak tanınmayacağını,

 

“Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” nesiller yetiştirmek üzere yeniden laik, bilimsel, parasız ve ulaşılabilir bir Eğitim Sistemi yaratılacağını, 12 yıl kesintisiz temel eğitimin ve tüm öğrencilere en az bir yabancı dil öğretilmesinin esas alınacağını, eğitimi dinselleştiren, okullarımıza imam sokan uygulamalara hemen son verileceğini,

 

Gençlerimizin geleceklerini yurt dışında arama çaresizliğinden kurtarılacağını,

 

Hastaneyi ticarethane, hastayı müşteri, sağlık çalışanını köle sayma sapkınlığına son verilerek yeniden Koruyucu Tıp öncelikli Toplumcu Kamusal bir Sağlık Sistemi kurulacağını, 1. Basamak sağlık hizmetlerinin ücretsiz olacağını, ilaç, aşı ve tıbbi malzeme üretiminde ulusal kaynaklara yönelineceğini,

 

Ulusumuzun 1961 Anayasası’nı esas alan demokratik ve özgürlükçü bir Anayasaya kavuşturulacağını, siyasi partiler ve seçim yasalarının ivedilikle demokratikleştirileceğini,

 

“Paramızı Pul, Yurttaşımızı Kul” eden Neoliberal Ekonomi politikalarının terk edileceğini, yüksek teknolojili ürün üretimini ve dış satımını önceleyen, 4 Denge Teorisi (Bütçe, Gelir-Gider, Dış Ticaret, Kamu-Özel Sektör Dengeleri) esaslı Kemalist Karma Üretim Ekonomisi’ne dönüleceğini,

 

Dış Politikanın “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesi ve bölge merkezli, karşılıklılık esaslı Kemalist felsefeyle yürütüleceğini,

 

Bölgemizi kana bulayan ve 21. yüzyılın Sevr’i olan BOP’a geçit verilmeyeceğini,

 

“Geçici sığınmacı” tanımı ile sulandırılan, “mazlum din kardeşlerimiz” söylemiyle meşrulaştırılmaya, akıl dışı “ırkçılık” suçlamalarıyla sislenmeye çalışılan ve yeni bir emperyal saldırı olduğu açık olan ne idüğü belli milyonlarla tarumar edilen demografik yapımızın hızla onarılacağını,

 

Kadınımızın; insan olarak eşitliği temelinde, çalışma hayatında ve sosyal yaşamın her alanında özgürce yer almasının önündeki her türlü engelin kaldırılacağını, “Kadına şiddet”, “Çocuk gelin” ve benzeri çağ dışı deyişlerin hayatımızdan çıkarılacağını,

 

Ordumuzun siyasetin etkisinden arındırılacağını, yeniden komuta bütünlüğünün sağlanacağını ve kendi sağlık, eğitim, yargı ve terfi sitemlerine sahip kılınacağını,

 

Basın özgürlüğünün çağdaş evrensel normlarla düzenleneceğini, basın organları sahiplerinin tek işlerinin basın olmasının sağlanacağını,

 

Sanat ve sanatçı üzerinde hiçbir baskı ve sansür uygulamasının söz konusu olmayacağını, dünya kültür mirasının yaratıcıları olan sanatçıların “ışığı alnında ilk hisseden” değerler olarak yüceltileceğini,

 

Örgütlü Toplum olmanın hedef alınacağını, demokratik kitle örgütlerini güçlendirecek koşulların yaratılacağını,

 

İnsan Hakları ve Kadın Erkek Eşitliği gibi, hayvan haklarının ve doğanın korunmasının da devlet güvencesine alınacağını,

 

Enerji dahil tüm stratejik alanlardaki dışa bağımlılığımızın en kısa sürede sonlandırılmasına çalışılacağını, sularımız, madenlerimiz, ormanlarımız, çevremiz başta olmak üzere yer altı ve yer üstü kaynaklarımıza sahip çıkılacağını,

 

Saygılarımızla.

 

 

                                                                                                             Gürhan Akdoğan

                                                                                             ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ

                                                                                                            Bursa Şube Başkanı