BAŞKANIMIZIN BAYRAM MESAJI


Değerli Genel Başkan Yardımcım,



Sevgili Parti Meclis Üyem,



Değerli Milletvekillerim ve Sayın Konuklar,





Hepinize “HOŞ GELDİNİZ diyor ve ŞEKER BAYRAMINIZI KUTLUYORUM”.





Aslında buraya çıkarken bu bayram Türk siyasetinin son yedi yılda geldiği yeri ülkemin dünü, bugünü ve geleceğini konuşmak istemiyorum. Zira bayramlar dostluğun, sevgi ve saygının pekiştiği, barışın egemen olduğu günlerdir.





Bayramlar DAYANIŞMADIR.



Bayramlar YARDIMLAŞMADIR.



Bayramlar sömürmek, kul hakkı yemek yerine PAYLAŞMAKTIR.



Bayramlar BİRLİKTİR, BERABERLİKTİR, KARDEŞLİKTİR.





İşte tam bu günlerde de bu değerlerimizin ve duygularımızın yoğun yaşanması pozitif yaklaşımlar sergileyerek, umudun yeşermesine katkıda bulunmak gerekir. İnsanımızın da buna ihtiyacı vardır diye düşünüyordum ancak üzülerek belirtmeliyim ki günümüzde birlik beraberliğimize ilişkin değerlerimizle, insan onuruna ilişkin kutsal değerlerimiz söylemde sahiplenilmesine karşın, siyasi ve bireysel çıkarlara alet olabilmektedir.





İşte bu ilizyonu açığa çıkartmaya, doğruları yansıtmaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu düşünmekteyim. Kuşatılmış bütün iletişim mekanizmalarına ve bu yanılsamayı sürekli gündemde tutma talimatlarına karşı bizler, yaratılan bu suni gündemler arasından Türkiye’nin nasıl bir boşluğa ve karanlığa doğru sürüklendiğini unutturmamak, sorunları hatırlatmak ve çözüm önerilerimiz ve programlarımızla topluma almaşıklar sunmak zorundayız. Bu her partilimizin birincil görevidir.







Değerli Arkadaşlarım,





Ülkemizin bu dönemde iki temel niteliğine yönelik saldırı ile karşı karşıyadır. Bunlardan biri tarihsel kimliğinden saptırılarak laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ile Cumhuriyetin değerleri erozyona uğratılmaktadır. Diğeri ise yabancılaşma, ulusal bağımsızlığımız ve bütünlüğümüze yönelik saldırılardır.





Teker teker toplumun bütün kesimleri bir siyasi hegemonyanın altına sokulmak isteniyor, Türkiye’de bunu izliyor.





Yabancılaşma çağdaş toplumların temel sorunudur. Yabancılaşma özgürlükle aşılabilir, özgürlük seçebilme, denetleyebilme ve tepki verebilme gücüdür. Böylece insan kendini çevreleyen Dünyayı bilinçli eylemleriyle, istençleri doğrultusunda değiştirebilir kısaca özgürlük etkinliktir. Türkiye’nin en büyük gereksinimi etkin yurttaşlardır.





İstediklerini dışarıdan ve yukarıdan beklemeyen bilinçli ve eylemli çabalarla kendini geliştiren özgür insana ihtiyaç vardır.

Eflatun’un da dediği gibi siyasetle ilgilenmeyen aydınları kaçınılmaz sonuçlar, cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır.





Ulusal bütünlüğümüze yönelik tehditlerin arttığı toplumun giderek yoksullaşıp, işsizlendirildiği sosyal adalet kavramının unutulduğu yargı bağımsızlığının da yok edilmeye çalışıldığı ülkemizde hukukun üstünlüğü ilkesinin birçok konuda çiğnendiği, kentlerimizde artık uluslararası sermayenin yerelleşme yaklaşımları adı altında yatırımlara entegre olduğu bir dönemden geçiyor.

Bütün bu gelişmeler göstermiştir ki, Türkiye gerçekten bir kuşatma altındadır. Bu kuşatmanın amacı Türkiye’yi dönüştürmektir. Bu dönüşüm çağdaş Türkiye modeli yerine Cumhuriyet nesline yabancılaştırma modelinin karşımıza çıkmasıdır.





Diğer taraftan ülkemiz insanı çeşitli iletişim araçları ve yabancı toplum mühendislerinin uygulamaları ile uyuşturulmakta, toplumun belleği silinmeye çalışılmakta, her gün yeni bir gündem oluşturularak ülkemizin karşı karşıya bulunduğu tehlikeler, toplumun gözünden kaçırılmaktadır.





Hatırlayınız ! Unutmayın ve Unutturmayın !





Öğündükleri duble yolları, köydeş projesini, yakın çevre yolunu, değiş AB müzakerelerindeki teslimiyetçi politikaları, AB’ye girdik giriyoruz yaklaşımlarını, Kıbrıs’ın pazarlık konusu yapıldığını, büyük Ortadoğu projesini ve eş başkanını, teröre 20 gün içinde 42 insanımızı şehit verdiğimizi, daha 10 gün önce Siirt - Eruh’da yedi kardeşimizi kaybettiğimizi, İstanbul’da lalelerle makyajlar yapılırken 30 insanımızı sel felaketinde kaybettiğimizi, çeşitli yolsuzluk dosyalarını 35 milyon $’a satılan Park Otel’in şimdi 700 milyon $’a rant elde edildiğini, Sabah-ATV satışını, Başbakan’ın damadının yönetici olduğu bir gruba bu satışla ilgili bir kamu bankasından 750 milyon $ kredi sağlandığını, Tüpraş’ın % 14,6 ‘lık hissesinin kimseye sorulmadan satıldığını, İşsizlik oranının % 16’lara çıktığını, bir yılda 650.000 işsizin oluştuğunu, Türkiye’de 3.650.000 işsiz bulunduğunu, buna rağmen kriz teğet geçecek söylemlerini, Yimpaş’ları , Deniz fenerlerini, Offerleri, Kombasan holdingleri, bankacılık sektörünün nasıl uluslar arası şirketlerce ele geçirildiğini, Genel Kurmay belgesi safsatasını, Türkiye’nin önemli gazeteci, aydın bilim adamlarının Ergenekon davası adıyla susturulmaya çalışıldığını, Köy hizmetlerini kapatıp Köydeş’i niçin kurduklarını, Anayasa Mahkemesinin laiklik karşıtı fiillerin odağı olarak tescillediği AKP’nin daha nice yaptıklarını, Bursa’da 1 yılda 60.000 kişinin işini kaybettiğini, BESOB projesini, Batçıkları, Merinos’ları, Yapılan ihaleleri, Hafif raylı sistem C etabını, Katı atık tesislerini, Cargill’leri, Mayınlı arazilerin İsrail’lilere satışını, Yimpaşları, Ermenistan sınırının açılmasını, Yarsav’da günlere hakim, savcı atamalarına siyasetin müdahalesini, Zapsu’nun Amerika’da “bu kişiyi deliğe süpürmeyin, kullanın” ifadelerini, bir çiftçiye “Ananı da al git” sözlerini, Tuzla tersanelerinde iş kazalarında ölen işçileri, Terörle mücadele yasasının 6.maddede kimin robot resminin çizildiğini, partimizin bu konudaki duruşunu, Memura % 22 zam verilirken enflasyonun % 11 olduğunu, çok büyük bir sanayi kenti olan Bursa’ya hala uçak seferlerinin ve demiryolunun gerçekleştirilemediğini, tüm sağlık sisteminin özelleştirilip yeşil sermayeye teslim edildiğini UNUTTURMAYIN!!!





İnsanlarımıza bizi parçamızdan aşağı çekiyorlar deselerde bu ülkeyi SATTIRMAYACAĞIZ, BÖLDÜRMEYECEĞİZ, PARÇALAŞTIRMAYACAĞIZ.





Bu konuları bu güzel bayram gününde niçin paylaşıyorum. Ülkemizde yaşanan bu olumsuzlukla karşısında güvenebileceği tek parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Hepimiz bu anlayış ve bu yüksek sorumluluk duygusuyla görev yapıyoruz. Bu kararlılıkla görev yapmaya devam edeceğiz. İşimiz zordur ama bilinmelidir ki bu zorluk Türkiye’nin bulunduğu durumdan kaynaklanmaktadır.





Yıllardır izlenen politikalarla, ekonomisiyle, eğitimi ile kültür emperyalizmi karşısında yok edilmeye çalışıldığı değerleri ile çıkar ilişkileriyle yozlaştırılmış bir demokrasi uygulaması ile kuşatılmıştır.





İşte böylesi bir dönemde birbirimize daha fazla sarılarak, bütünleşerek birlik ve beraberlik içinde olmaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardır. Ülkemizin bu ihtiyacını karşılayacak kökleri 1923’de bulunan koskoca bir çınardır CHP.





Bu kötü gidişi durduracak potansiyele sahip olduğumuzu yepyeni bir yönetim anlayışlarını sergileyerek, stratejik planlar yaparak başarıya ulaşacağımızdan hiç kuşkum yoktur.





Değerli arkadaşlarım, partimizin inançlı örgüt emekçileri bu duygu ve düşüncelerle sizlerin bayramınızı tekrar kutlar, umut, sağlık, mutluluk ve başarı dolu günler diler, sonsuz saygı ve sevgilerini sunarım.









Gürhan AKDOĞAN



CHP Bursa İl Başkanı