SÖZÜN BİTTİĞİ YER… ARTIK YETER…!!

20.10.2011

 

SÖZÜN BİTTİĞİ YER… ARTIK YETER…!!

 

19 Ekim 2011 tarihinde Hakkari Çukurca da gerçekleştirilen hain saldırıda 24 askerimiz şehit olmuş son iki günde 24’ü Mehmetçik 5’i polis olmak üzere toplam 29 şehit verdik ayrıca  üç vatandaşımızın da evine ateş düştü. Aslında 29 şehitle birlikte yüreği yaralı 76 milyon insanımızla, milletimiz bir kez daha derin bir acı ile karşı karşıya kaldı. Şehitlerimize Allah’tan rahmet ailelerine ve yakınlarına baş sağlığı dileriz.

 

CHP İl Başkanı olarak açıkça söylüyorum Türkiye yi bu hale getiren AKP Hükümeti ve  o Hükümetin Başbakanı Sayın Erdoğan dır.

 

Ama Başbakan hala sorumluluğunun farkında değildir.

 

Dün basın toplantısı yapan ve 2002 dün sıfır terörle aldığı ülkemizi 9 yılda kan gölüne çevrilmesinde etkili olan ve yanlış politikaları uygulayan başbakan Erdoğan ne yazık ki sorumluluğu başka yerlerde arıyor ve sanki kendisi çözüm üreten makamda değil de başka makamda oturuyor gibi terörden şikayet ediyor

 

Biz bugün bütün illerimizde CHP nin İl başkanları olarak bu Hükümete de hükümetin başında bulunan başbakan sayın Erdoğan ‘a da sorumluluğunu hatırlatıyoruz

 

Bu iktidar döneminde terör Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden biri haline gelmiştir. Hatırlanacağı üzere 2007 yılında bazı kentlerimiz terör saldırılarına hedef olurken, 1 ay içersinde 42 askerimizi, güvenlik görevlilerimizi ve vatandaşlarımızı teröre kurban verdik. O günlerde bu konu ülkemizin 70 milyon insanını derinden etkilerken, kendi yurttaşlarının burnu kanadığında dünyayı ayağa kaldıran ülkelerden yine hiç ses çıkmamıştır

 

Genel Başkanımızın , Parti yöneticilerimizin, Bizlerin her platform da dile getirdiği sözleri, çözüm önerilerimizi herkes duydu ama Sayın Recep Tayip Erdoğan duymadı. Zaten o kulağını kapatınca AKP de kulağı duyan kimse kalmıyor

 

Diyelim ki Çözüm önerilerimizi beğenmediniz.

 

O zaman kendiniz  çözüm önerisi getirin.

 

Açık çek  veriyoruz.Ulusal bütünlük içinde getirecekleri her çözüme CHP olarak

destek  vereceğiz.

 

Genel başkanımız Sayın Kılıçdaroğlu   destek sözünü Ankara da oturan şehit binbaşının babasına da  Balıkesir de elini öptüğü şehit annesine de verdi ‘’Hükümet terörü bitirme konusunda bir öneri getirirse söz veriyorum ben o öneriyi destekleyeceğim’’ dedi Biz CHP olarak sözümüzün arkasındayız,ama hiçbir öneri gelmedi.

 

Artık anlaşılıyor ki bu hükümet yetkinlik içinde değildir, terör sorununu çözemez.

 

Hükümet çözüm adresi olmaktan çıkmış, sorun üreten bir merkez haline gelmiştir.

 

O nedenle TBMM duruma el koymalıdır ve bir komisyon kurarak çözüm üretmelidir.

 

Bu konuda İktidarın ve Sayın Başbakanın Parlamentoda hesap vermesi lazımdır.

 

Vatanımızın bölünmez bütünlüğü başta olmak üzere, terörle mücadelede üzeremizi düşenleri yapacağız. Bu günkü beklentimiz bunun daha ötesinde, teröre karşı ve ulusal bütünlüğümüzü hedef alan saldırılara yönelik birlikte mücadele platformunun oluşturulmasıdır

 

Bölücü terör ile mücadele Türkiye’nin varlığını ve kaderini ilgilendiren bir gelecek meselesidir. Bu konunun her türlü parti anlayışı ve siyasi tartışmaların üstünde, milli dayanışma ruhu ve anlayışı ile ele alınması hepimiz için milli ve tarihi bir sorumluluktur. Hiç bir düşünce, hiç bir mazeret bundan kaçmayı meşru göstermeyecektir.

 

Bizler Türkiye Cumhuriyetinin bölünmez bütünlüğüne, ulusumuzun birliğini ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin toprak bütünlüğünü hedef alan terör örgütünün, hain güçlerin ve işbirlikçilerinin saldırılarını nefretle ve şiddetle kınıyoruz 

 

Anadolu’da binlerce yıldır birlikte yaşadığımız insanlarımız arasında kin ve nefret tohumlarını eken, birlikteliğimizi ve barışımızı bozmaya çalışan, Lozan’ı kaldırıp

Sevr-i yeniden hortlatma girişimleri arzusunda olanların farkındayız. Ulus Devlet, Üniter Devlet, Laik Cumhuriyet, Atatürk Türkiye’sinin kuruluşunun temel değerleri ve  yapı taşlarıdır. Demokrasimiz bu üçlü temelden aldığı güçle beslenmekte ve geliştirmektedir.  Dünyada eşi benzeri olmayan insana, onun kültürüne, kimliğine, kökenine, dinine ve inancına koşulsuz saygıyı esas alan Çağdaş Türkiye modeli 87 yıl önce yeşertilmiştir ve bu üç özgün dengeden güç alarak egemenliğini sürdürmektedir.

 

Ancak bilinmelidir ki ulusal bütünlüğümüze zarar verecek eylem ve söylemlere başvuranlar bu amaçlarına hiç bir zaman ulaşamayacaklardır. Türk toplumu farklı siyasal yapıları, çeşitli kökenleri temsil etse de bu amaca hizmet eden dış güçlere ve içteki hainlere karşı yakın tarihimizde de olduğu gibi birleşerek, ülkemizin barışı ve huzuru için birlikte mücadele etmeye hazırdır.

 

Yakın tarihimizde; 21 Ekim 2007’de Dağlıca Baskınında 12 şehit, 5 Ekim 2008’de  Şemdinli  Aktütün   karakolu baskınında 22 şehit, 20 Temmuz 2010’da Çukurca’da 7 şehit, Hatay İskenderun şehir merkezinde askeri birliğe roket artarla saldırı düzenleyip 6 şehit verdiğimiz unutulmamalıdır. Bu içimizi acıtan örnekler 2002 ile  2011 arasında yani bu iktidar döneminde onlarca yaşadığımız ağır olaylardan bazılarıdır. Oysaki 2002 yılında terör sıfır noktasına gelmişken, bu dönemde ise yani 9 yıllık iktidar döneminde 800’den fazla insanımızı teröre kurban vermemiz, bu iktidarın terörle mücadele yerine müzakereyi seçmesinin nedenidir.

 

Diğer taraftan Habur’dan teröristlerin, açılımın bir parçası olarak karşılanarak ülkeye sokulması, sokulan bu teröristlerin İzmir dahil bir çok ilimizde şiddet eylemlerine başvurup sonra ellerini kollarını sallayarak ülkeyi de terk etmeleri de bu sürecin ne kadar kötü yönetildiğinin en önemli göstergesidir.Bugün Habur dan girişlerin yıldönümünde bu ağır terörün yaşanması dikkatlerden kaçmaması gereken bir durum olduğu gibi söylediklerimizi de doğrulatmaktadır. Terörle müzakere edilemez.

 

Şu görülmüştür ki Türkiye’deki terör rastlantı değildir ve bu terörün arkasında ciddi bir proje vardır. Terörü yapanlar ne için yaptıklarını çok iyi biliyorlardır. Terör karşısında atılması gereken adımların ne olduğu açıkça biliniyor olmasına rağmen; Bu İktidar askeri açıdan, siyasi açıdan, ekonomik açıdan, diplomatik açından gerekliliklerinin hiç birini yerine getirmemektedir. ABD’de 1 Eylül 2001 meydana gelen 2973 kişinin ölümü ile sonuçlanan saldırılardan sonra oluşturulan İç Güvenlik Bakanlığı’nın görev önergesinde, Savunma Bakanlığı ile iş birliği halinde bir terör tehdidini nasıl önlenebileceği anlatılırken, teröristlerin Amerikan topraklarına ulaşmasından önce etkisiz kılınmasının gerektiğinin hedeflendiği belirtiliyor. Yani saldırganlar başka bir ülkenin topraklarındayken ABD bunlara saldırma hakkını kendinde görüyor.

Peki böyle bir yaklaşımı benimseyen bir ülkenin, Türkiye’nin kendisine Kuzey Irak’taki üstlerinden saldıran ve çok sayıda güvenlik görevlisini şehit eden, masum insanları öldüren teröristlere operasyon düzenlenmesine karşı çıkmasını nasıl izah etmek gerekiyor

 

Sonuç olarak bir taraftan insanlarımızı yitirmemizin derin acısını yaşarken eş zamanlı ülkemizi bölmeye yönelik demokratik özerklik talepleri karşısında hem terörü bir kez daha lanetliyor, Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kurduğu Ulus Devlet, Üniter Devlet ve Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerine Ulusal bağımsızlık anlayışımızla sahip çıkacağımızı yineliyoruz.

 

Bugüne kadar terörde yaşamını yitiren Bütün şehitlerimize Allahtan rahmet yaralılara acil şifalar dilerken CHP il başkanı olarak Bütün yurttaşlarıma seslenmek istiyorum

 

Herkes çok iyi bilmelidir ki şehitler bizim onurumuzdur

 

Ve yine herkes bilmelidir ki,hepimize düşen görev soğukkanlı olmaktır.

 

Biz CHP olarak her zaman ayrıştıran değil birleştiren konumda olduk,öylede olmaya devam edeceğiz .

 

Bugün CHP var

 

Hem çözüme varız hem de çözümü kim getirirse temel değerlerden  ve kuruluş ilkelerinden vazgeçmeden onu desteklemeye hazırız.

 

Çünkü biz anaların gözyaşının dinmesini, evlere ateş düşmemesini, yüreklerin dağlanmamasını istiyoruz.

 

Ve yine biliyor ve İnanıyoruz ki

 

Türkiye bu terör belasından kurtulacaktır

 

 

 

Saygı ile kamuoyuna duyururuz…

 

 

                                                                                  CHP  Bursa İl Başkanı

             

                                                                                    Gürhan AKDOĞAN